Translation of "Sınıfı" in English

Tom'un sınıfı nerede?

Where is Tom's classroom?

Ben sınıfı süslüyorum.

- I am decorating the classroom.
- I'm decorating the classroom.

İşçi sınıfı lideriydi.

He was a leader of the working class.

Fransızca sınıfı nasıldı?

How was the French class?

Burası müzik sınıfı.

This is the music classroom.

Onun sınıfı nerede?

Where is his classroom?

Hababam sınıfı yılları başladı

my class started years

Yani bütün sınıfı görebiliyor

so he can see the whole class

Sınıfı geçtiği için mutluydu.

He was happy to have passed the examination.

Tom üçüncü sınıfı atladı.

Tom skipped the third grade.

Sanırım bu sınıfı geçeceğim.

I think I'm going to pass this class.

O, sınıfı dekore etti.

She decorated the classroom.

Tom'un hiç sınıfı yok.

Tom has no class.

Biz sınıfı temizlemeyi bitirdik.

We've finished cleaning the classroom.

Tom bir sınıfı atladı.

Tom skipped a grade.

Sanırım hep birlikte sınıfı temizlemeliyiz.

I think we should all clean the classroom together.

Benim sınıfı terk etmem istendi.

I was asked to leave the classroom.

Gelecek hafta sınıfı iptal ediyorum.

I'm canceling class next week.

Bizim okulun dokuz sınıfı var.

Our school has nine classes.

Yakında sınıfı başlatmak için çalışacağız.

We'll attempt to start the class soon.

Tom sınıfı hakkında yalan söyledi.

Tom lied about his grade.

Japonca sınıfı ne zaman başlayacak?

When will the Japanese class start?

Bu bir işçi sınıfı mahallesi.

This is a working-class neighborhood.

İşçi sınıfı bir aile içinde büyüdüm

I grew up in a working-class family,

Bu sırada, yükselen Asyalı orta sınıfı

  Meanwhile, you should check out this other

Birçok öğrenci sınıfı temizlemeden eve gitti.

Several students have gone home without cleaning the classroom.

Tom birinci sınıfı tekrarlamak zorunda kaldı.

Tom had to repeat first grade.

O, ekonomi sınıfı bir araba istedi.

He wanted an economy car.

Mary ekonomi sınıfı bir araba istedi.

Mary wanted an economy car.

Tom, işçi sınıfı bir ailede büyüdü.

Tom grew up in a working-class family.

Ama Chang'ın geleceği, "Günışığı Sınıfı"nın kurulumuyla

But Chang's future has been dramatically shifted

Dil sınıfı için kompozisyonunu halen bitirmedin mi?

Have you already finished your composition for language class?

Öğrencilerden bazıları sınıfı yılbaşı süsleri ile süsledi.

Some of the students decorated the classroom with Christmas ornaments.

- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir okul gezisine çıktı.
- Tom'un sınıfı geçen pazartesi bir arazi gezisine çıktı.

Tom's class went on a field trip last Monday.

Kim ne yapsın Atatürk ilkokul 3-B sınıfı

who do what Atatürk primary school 3-B class

Kato'nun sınıfı kırk tane oğlan ve kızdan oluşur.

Kato's class consists of forty boys and girls.

Altmış öğrencili bir sınıfı mükemmel şekilde idare edebilirim.

I can perfectly handle a class of sixty students.

O sevimli ve daha da önemlisi, sınıfı var.

- It's cute, and more importantly, of good quality.
- She's cute, and more importantly, has class.

Okuldan sonra kalıp sınıfı temizlemeye yardım etmemiz gerekir.

I'm supposed to stay after school and help clean the classroom.

Ve işçi sınıfı kızlar sevdikleri işlerini yapmaktan mahrum bırakıldı;

And working class girls have been deprived of jobs that they love,

O sınıfı geçmek için biraz ekstra kredi çalışması yaptım.

I did some extra credit work in order to pass that class.

Okuldan sonra öğrencileri sınıfı temizlerken görmek beni çok şaşırttı.

I was very surprised to see students cleaning their classroom after school.

Üniversite yeterli öğrenciye sahip değilse, yönetim sınıfı iptal edecek.

If the university doesn't have enough students, the administration will cancel the class.

O parti her zaman orta sınıfı kötülüğe teşvik ediyor.

That party is always pandering to the middle class.

Tom, öğretmenin sınıfı Sevgililer Günü için süslemesine yardımcı oldu.

Tom helped the teacher decorate the classroom for Valentine's Day.

İşçi sınıfı ile işveren sınıfının hiçbir ortak noktası yoktur.

The working class and the employing class have nothing in common.

Dünyada herhangi bir ilkokul sınıfı varsa ben yarın istifa edeceğim.

what that class has done in a short period of time, I'll resign tomorrow.

Zil çalıncaya kadar hiç kimsenin sınıfı terk etmesine izin verilmez.

Nobody is allowed to leave the classroom until the bell rings.

- Onlar ekonomik bir araba istediler.
- Onlar ekonomi sınıfı bir araba istediler.

They wanted an economy car.