Translation of "Restoranda" in English

Restoranda iyi eğlendi.

He had a good time in the restaurant.

Seni restoranda göreceğim.

I'll see you at the restaurant.

Restoranda Tom'u gördüm.

I saw Tom at the restaurant.

Onları restoranda gördüm.

I saw them at the restaurant.

Onu restoranda gördüm.

I saw him at the restaurant.

Restoranda birkaç müşteri var.

There are several customers in the restaurant.

Restoranda sigara içmek yasaklandı.

Smoking in the restaurant was forbidden.

Onlar restoranda menüye bakıyor.

- They're at the eatery looking at the menu.
- They're at the restaurant looking at the menu.

Tom'la aynı restoranda çalışıyordum.

I used to work in the same restaurant as Tom.

Boston'da bir restoranda çalışırdım.

I used to work at a restaurant in Boston.

Dün restoranda yemek yiyordum.

I was eating in restaurant yesterday.

Onlar restoranda menüye bakıyorlar.

- They're at the eatery looking at the menu.
- They're at the restaurant looking at the menu.

Bu restoranda yemek yemeyelim.

Let's not eat at that restaurant.

Onlar bir restoranda yedi.

They ate at a restaurant.

Onlar restoranda yemek yediler.

They ate in the restaurant.

Bu restoranda porsiyonlar boldur.

The portions at this restaurant are generous.

Bir restoranda yemek yedim.

I ate at a restaurant.

O restoranda yemek nasıl?

How's the food in that restaurant?

Tom bir restoranda çalışıyor.

- Tom is working at a restaurant.
- Tom is working in a restaurant.

Restoranda "Hoş geldin" partisi yapıldı.

A welcome party took place in the restaurant.

Babam bu restoranda yemek yerdi.

My father used to eat at this restaurant.

O, Japonya'daki bir restoranda çalışıyor.

He works at a restaurant in Japan.

Bir restoranda yememe gerek yok.

I don't need to eat in a restaurant.

Restoranda sigara içmeye izin verilmez.

Smoking is not allowed in the restaurant.

Pahalı bir restoranda rahatsız hissettim.

I felt out of place in the expensive restaurant.

Bir restoranda akşam yemeği yedik.

We ate dinner at a restaurant.

Bu restoranda pilav var, ya.

This restaurant has pilaf, remember?

Bu restoranda pilav var mı?

Does this restaurant have pilaf?

Bu restoranda pilav var mıdır?

Might this restaurant have pilaf?

Tom yakın bir restoranda çalışıyor.

Tom works at a nearby restaurant.

O bir sahil restoranda garsondur.

He is a waiter in a seaside restaurant.

Bu restoranda porsiyonlar çok büyük.

The portions are huge at this restaurant.

Bu restoranda sigara içmek yasaktır.

Smoking is prohibited in this restaurant.

Dün bir restoranda Bernard'a rastladım.

I ran into Bernard yesterday in a restaurant.

Babam o restoranda yemek yerdi.

My father used to eat in that restaurant.

O restoranda iyi hizmet verirler.

They give good service at that restaurant.

O restoranda lezzetli yemekler sunmaktadırlar.

They serve delicious food at that restaurant.

Ben zaten bir restoranda çalışmıştım.

I was already employed at a restaurant.

Tom neredeyse şemsiyesini restoranda unutuyordu.

Tom almost forgot his umbrella at the restaurant.

Bu restoranda çok samimi değiller.

They're not very friendly at this restaurant.

Şu restoranda öğle yemeği yiyelim.

Let's eat lunch at that restaurant.

Tom'un önerdiği restoranda yemek yedik.

- We ate at the restaurant Tom recommended.
- We ate at a restaurant Tom recommended.

Tom yerel bir restoranda çalışıyor.

Tom works at a local restaurant.

- O restoranda sadece üç masa var.
- O restoranda yalnızca üç masa var.

There are only three tables in that restaurant.

- Daha önce bu restoranda yedin mi hiç?
- Hiç o restoranda yemek yedin mi?

- Have you ever eaten at that restaurant?
- Have you ever eaten at this restaurant?

O, şimdi restoranda Özbek pilavı yiyor.

- He's eating Uzbek pilaf at the restaurant now.
- She's eating Uzbek pilaf at the restaurant now.
- At the moment, he's eating Uzbek pilaf at a restaurant.

O, sevgilisi ile bir restoranda görüldü.

She was seen at a restaurant with her lover.

Bir restoranda akşam yemeği yemek istiyorum.

- I wanna have dinner in a restaurant.
- I want to have dinner at a restaurant.

Türkiye'deki çoğu restoranda kebap ana yemektir.

In many restaurants in Turkey, kebab is the main entree.

Keşke seninle o restoranda yemek yiyebilseydim.

- I wish I could've eaten at that restaurant with you.
- I wish I could have eaten at that restaurant with you.
- I wish that I could've eaten at that restaurant with you.

Bu restoranda yine yemek yemek istemem.

I never want to eat at this restaurant again.

O bana onu restoranda karşılamamı söyledi.

He told me to meet him at the restaurant.

Tom o restoranda yemek yemek istemiyor.

Tom doesn't want to eat at that restaurant.

Tom bir restoranda peçete çalmaktan tutuklandı.

Tom was arrested for stealing a napkin at a restaurant.

Biz akşam yemeğini bir restoranda yedik.

We had dinner at a restaurant.

Bizim favori restoranda bir rezervasyon yaptırdım.

I made a reservation at our favorite restaurant.

Bu restoranda pilav var mı ki?

So does this restaurant have pilaf?

"Nerede öğle yemeği yedin?" "Bir restoranda."

- "Where did you eat lunch?" "I ate at a restaurant."
- "Where did you have lunch?" "At a restaurant."

Tom o restoranda yemek istemediğini söyledi.

- Tom said he didn't want to eat at that restaurant.
- Tom said that he didn't want to eat at that restaurant.

Tom Park caddesinde bir restoranda çalışıyor.

Tom works at a restaurant on Park Street.

Hiç bu restoranda yemek yedin mi?

Have you ever eaten at this restaurant?

Bu restoranda asla tekrar yemek yemeyeceğim.

I'll never eat at this restaurant again.

Bu restoranda su biradan daha pahalı.

Water is more expensive than beer at this restaurant.

Dün gece tesadüfen restoranda öğretmenimle karşılaştık.

I met my teacher by accident at the restaurant last night.

Vaov! Bu restoranda pulao gerçekten iyidir!

- Wow! The pilaf at this restaurant is really good!
- Wow! The pulao at this restaurant is really good!

Ben üniversitede iken bir restoranda çalışırdım.

I used to work in a restaurant when I was in college.

Ben bir restoranda tam gün çalışırdım.

I used to work full time in a restaurant.

Onlar restoranda yemek yemeyi göze olabilir.

They could afford to eat in the restaurant.

Dün gece bir restoranda profesörüme rastladım.

I ran into my professor at a restaurant last night.

Bu restoranda korkunç yemekler servis ediyorlar.

They serve terrible food at that restaurant.

O restoranda yemeni önermem. Yemek korkunç.

I don't recommend eating in that restaurant. The food is awful.

Dün bir restoranda onunla tesadüfen tanıştım.

I met her by chance at a restaurant yesterday.

Dün gece restoranda tesadüfen öğretmenimle karşılaştım.

I met my teacher by chance at the restaurant last night.

O restoranda yemek yeme planımızdan vazgeçelim.

Let's give up on our plan to eat at that restaurant.

Ben yaz tatilinde bir restoranda çalıştım.

I worked at a restaurant during summer vacation.

Tom, Avustralya'daki bir restoranda kanguru yedi.

Tom ate kangaroo at a restaurant in Australia.

Tom Boston'daki bir restoranda baş şeftir.

Tom is the head chef at a restaurant in Boston.

O restoranda hiç yemek yememen gerekirdi.

- You never should've eaten at that restaurant.
- You never should have eaten at that restaurant.

Tom bir restoranda öğle yemeği yiyor.

Tom is at a restaurant having lunch.

Tom'un önerdiği bir restoranda yemek yedik.

We ate at a restaurant Tom recommended.

Öğle yemeğini küçük bir restoranda yedik.

We ate lunch at a small restaurant.

Bu restoranda sigara içilmesine izin verilmiyor.

Smoking isn't allowed in this restaurant.

Bu restoranda sigara içmeye izin verilmiyor.

You're not allowed to smoke in this restaurant.

- Boston'un tam dışında bir restoranda yemek yedik.
- Tam Boston'un dışında bir restoranda yemek yedik.

We ate at a restaurant just outside Boston.

Dün gece restoranda kazara benim öğretmenimle karşılaştım.

I met my teacher by accident at the restaurant last night.

Şu restoranda Mike ile öğle yemeği yedim.

I had lunch with Mike at that restaurant.

Restoranda buluşmamız gerekiyordu ama o asla gelmedi.

We were supposed to meet at the restaurant, but Tom never showed up.

Hiç bu restoranda öğle yemeği yedin mi?

Have you ever had lunch at this restaurant?

Müdürle birlikte bir restoranda akşam yemeği yedik.

We had dinner at a restaurant with the manager.

Tom gençliğinden beri o restoranda yemek yiyor.

Tom has been eating at that restaurant since he was a teenager.

Tom bana o restoranda yemem gerektiğini söyledi.

- Tom told me that I should eat at that restaurant.
- Tom told me I should eat at that restaurant.

Bu akşam yeni bir restoranda yemek yiyeceğiz.

We're going to eat at a new restaurant tonight.

O restoranda sundukları pizza ne kadar büyük?

How large is the pizza they serve at that restaurant?