Translation of "Rakip" in English

0.003 sec.

Examples of using "Rakip" in a sentence and their english translations:

Rakip bir erkek.

It’s a rival male.

Tom rakip çetededir.

Tom is in a rival gang.

O zorlu bir rakip.

He is a formidable opponent.

Tom zorlu bir rakip.

Tom is a formidable opponent.

Tom değerli bir rakip.

Tom is a worthy opponent.

Tom acımasız bir rakip.

Tom is a fierce competitor.

Tom gerçek bir rakip.

Tom is a real competitor.

Tom iyi bir rakip.

Tom is a good competitor.

Tom muazzam bir rakip.

Tom is a tremendous competitor.

Tom bir rakip değil.

Tom isn't a competitor.

Tom zorlu bir rakip olacaktır.

Tom would be a formidable opponent.

Tom çok sert bir rakip.

Tom is a very tough competitor.

Tom ciddi bir rakip kazandı-John.

Tom has acquired a serious opponent - John.

Filmde rakip olmamıza rağmen, onun karakterini sevdim.

Despite being the antagonist in the movie, I liked her character.

, Mısır'daki bir çatışmadan bu yana kıyasıya bir rakip

Lannes had to work closely with Marshal Murat,  

Rakip bir şirket tarafından onun işine son verildi.

He was hired away by a rival company.

Rakip bir şirket tarafından Tom'un işine son verildi.

Tom was hired away by a rival company.

Şimdilerde rakip gördüğü şirketleri hemen bünyesinde satın alıyor onu geliştiriyor.

Nowadays, he buys the companies he sees immediately and develops him.

Çete lideri Tom tüm rakip çetelere topyekün savaş ilan etti.

Tom, the gang leader, announced an all-out war with all the rival gangs.

Baktı ki Google Video'ya rakip Youtube var,Youtube'u da satın aldı.

It turns out that there is Youtube rival to Google Video, he also bought Youtube.

Yerel çocuklar komşu bir kasabadan gelen rakip bir grupla kavga ettiler.

The local boys got into a fight with a rival group from a neighboring town.

Erkek kardeşi rakip bir çete tarafından öldürüldükten sonra, Tom intikam planladı.

After his brother was killed by a rival gang, Tom planned revenge.

Mafya rakip gangsteri öldürmek için kendi planları üzerinde onu içeriye aldı.

The mafia let him in on their plans to knock off a rival gangster.

İyi kaliteli şarap söz konusu olduğunda hiçbir ülke Fransa'ya rakip olamaz.

When it comes to good quality wine, no country can rival France.

İki rakip arasında yeni bir anlaşmanın sonucu olarak, stratejilerimizi yeniden ayarlamamız gerekiyor.

Layla lived only a few miles away.

Gangasterler bir rakip çete liderini öldürmek için planları gereği onun içeri girmesine izin verdiler.

The gangsters let him in on their plan to knock off a rival gang leader.

Adidas ve Puma, iki rakip kardeş Adolf ve Rudolf tarafından kurulan Bavyeralı ayakkabı şirketleridir.

Adidas and Puma are Bavarian shoe companies started by two rival brothers: Adolf and Rudolf.