Translation of "Planlamıyordu" in English

Tom beklemeyi planlamıyordu.

- Tom didn't plan to wait.
- Tom didn't plan on waiting.

Jackson geri çekilmeyi planlamıyordu.

Jackson was not planning to retreat.

Tom onu yapmayı planlamıyordu.

- Tom wasn't planning to do that.
- Tom wasn't planning on doing that.

Sami hiçbir şey planlamıyordu.

Sami wasn't planning anything.

Tom, Boston'a dönmeyi planlamıyordu.

- Tom didn't plan to go back to Boston.
- Tom didn't plan on going back to Boston.

Fakat terapist seansı önceden planlamıyordu

But the therapist doesn't structure the sessions at all

Dan, Linda'yla evlenmeyi bile planlamıyordu.

Dan didn't even plan to marry Linda.

Tom yardım etmeyi planlamıyordu ama Mary planlıyordu.

Tom wasn't planning to help, but Mary was.