Translation of "Oyundan" in English

Oyundan hoşlanıyor musun?

Are you enjoying the play?

Oyundan hoşlandın mı?

Did you enjoy the game?

Bu oyundan bıktım.

I'm sick of this game.

Bu oyundan usandım.

I'm tired of this game.

Ben sıkıcı oyundan usanıyorum.

I'm getting tired of the dull game.

Bu oyundan gerçekten bıktım.

I'm really tired of this game.

Tom oyundan zevk almadı.

Tom didn't enjoy the play.

Bu oyundan nefret ediyorum.

I hate this game.

İşi oyundan ayırmaktan hoşlanıyorsunuz.

You like to distinguish work from play.

Onlar o oyundan hoşlanırdı.

They used to like that game.

Dedektifler hatalı oyundan şüphelenmezler.

Detectives don't suspect foul play.

- Oyundan ne kadar keyif aldın?
- Nasıl, oyundan keyif aldın mı?

How did you enjoy the play?

Mary oyundan sıkılmış gibi görünüyor.

Mary seems to be bored with the game.

Oyundan sonra benimle görüşebilir misin?

Can you meet me after the play?

Bu oyundan çok hoşlandığımı sanmıyorum.

- I don't think I like this game very much.
- I don't think that I like this game very much.

Oyundan sonra bir içkiye ne dersin?

How about a drink after the game?

Hayat eğlenceden ve oyundan ibaret değildir.

- Life is not all fun and games.
- Life isn't all fun and games.

Başbakan güvensizlik oyundan sonra devam edemedi.

The Prime Minister could not continue after a vote of no confidence.

Tom çok sinirli olduğu için oyundan önce kustu.

Tom threw up before the concert because he was so nervous.

Mary çok sinirli olduğu için oyundan önce kustu.

Mary threw up before the play because she was so nervous.

- Tom maçtan sonra acıkmıştı.
- Tom oyundan sonra acıkmıştı.

Tom was hungry after the game.

Oyundan sonra, o, köpeğini beslemek için doğruca eve gitti.

After the game, he went straight home to feed his dog.

Biletler 13 dolar ve oyundan sonra bir piknik öğle yemeği dahildir.

Tickets are $13 and include a picnic lunch after the game.

- Tom santrançta benim için bir oyundan daha fazla değil.
- Tom santrançta bana bir oyun dayanabilir.

Tom is more than a match for me in chess.

"Ben bir brokoliyim ve bir ağaç gibi görünüyorum!" "Ben bir cevizim ve bir beyin gibi görünüyorum!" "Ben mantarım ve ben bu oyundan nefret ediyorum!"

"I am broccoli and I look like a tree!" "I am a walnut and I look like a brain!" "I am a mushroom and I hate this game!"