Translation of "Otelin" in English

Otelin önünde buluşalım.

Let's meet in front of the hotel.

Amcam bu otelin yöneticisidir.

My uncle is the manager of this hotel.

İstasyon otelin batısına doğru.

The station is to the west of the hotel.

Otelin yüzme havuzunu kullanabilirsiniz.

You can use the hotel's swimming pool.

O, bir otelin müdürü.

He is the manager of a hotel.

Otelin yüzme havuzunu kullanabilirsin.

You are allowed to use the hotel's swimming pool.

Tren istasyonu, otelin yanındadır.

The train station is next to the hotel.

Tom bir otelin yöneticisiydi.

Tom used to be the manager of a hotel.

Otelin manzarası çok güzeldi.

The view from the hotel was very beautiful.

Restoran otelin karşısındaki caddede.

The restaurant is across the street from the hotel.

Otelin arkasına park edebilirsin.

You can park behind the hotel.

Otelin yolunu bulmakta zorlandı.

He had difficulty in finding his way to the hotel.

Otelin adı neydi? Hatırlayamıyorum.

What was the hotel called? I can't remember.

Kaldığınız otelin adı ne?

What's the name of the hotel you stayed at?

Seni otelin önünden alacağım.

I'll pick you up in front of the hotel.

Otelin arkasına park edebilmişti.

He was able to park behind the hotel.

Otelin önünde bir banka var.

- There is a bank in front of the hotel.
- There's a bank in front of the hotel.

Otelin lüks bir havası var.

The hotel has an air of luxury.

Otelin iyi bir konaklaması var.

The hotel has good accommodation.

Otelin güzel bir manzarası var.

The hotel has a good prospect.

Otelin hoş bir atmosferi var.

The hotel has a pleasant atmosphere.

Bir otobüs otelin önünde durdu.

A bus pulled up in front of the hotel.

Bu otelin odaları oldukça basit.

The rooms in this hotel are pretty basic.

Bu otelin faks numarası nedir?

- What's the fax number for this hotel?
- What's this hotel's fax number?

Otelin karşısında bir banka var.

There's a bank across from the hotel.

Otelin ev gibi havası var.

- The hotel has a homey atmosphere.
- That hotel has a homey atmosphere.

Bu otelin faks numarası kaç?

What's the fax number for this hotel?

Kaldığı otelin hizmetinden memnun kalmadı.

He was dissatisfied with the service at the hotel where he stayed.

Otelin arka tarafında park edebilmişti.

She was able to park behind the hotel.

Lütfen beni otelin önünden arabayla al.

Please pick me up by car in front of the hotel.

Bay White, Springfield'da bir otelin yöneticisiydi.

Mr. White was the manager of a hotel in Springfield.

Otelin kasasına bir şey koymak istiyorum.

I'd like to put something in the hotel safe.

Bay White, Springfield'taki bir otelin müdürüydü.

Mr White was the manager of a hotel in Springfield.

Bu akşam otelin kokteyl salonunda buluşabiliriz.

This evening we can meet in the cocktail lounge of the hotel.

Kaldığım otelin bir park yeri yok.

The hotel where I'm staying doesn't have a parking lot.

Ben sizi otelin giriş salonunda karşılayacağım.

I will meet you in the hotel foyer.

Siyah bir SUV otelin önünde durdu.

A black SUV pulled up in front of the hotel.

Otelin bir sürü yabancı konukları var.

The hotel has a lot of foreign guests.

Bir saat içinde otelin önünde buluşuyoruz.

We're meeting in an hour in front of the hotel.

Tom otelin arkasında park etmeyi başardı.

Tom was able to park behind the hotel.

Bu, Boston'da kaldığımız otelin bir fotoğrafı.

This is a picture of the hotel we stayed at in Boston.

Bu otelin bir saunası var mı?

Does this hotel have a sauna?

Otelin asansör görevlisiyle iyi arkadaş oldular.

He became good friends with the elevator operator in their hotel.

O otelin bir ev gibi atmosferi var.

- The hotel has a homey atmosphere.
- That hotel has a homey atmosphere.

Geçen yıl Boston'da kaldığın otelin adı neydi?

What was the name of the hotel where you stayed in Boston last year?

Lütfen bana otelin nerede olduğunu söyler misiniz?

Could you please tell me where the hotel is?

Bu otelin bir spor salonu var mı?

Does this hotel have a gym?

Rehberimiz bize otelin yeriyle ilgili yanlış bilgi verdi.

Our guide misinformed us about the location of the hotel.

Otelin yüzme havuzu, tenis kortları ve benzerleri vardır.

The hotel has a swimming pool, tennis courts and the like.

Otelin lobisinde çalan beş kişilik bir bando vardı.

There was a brass quintet playing in the lobby of the hotel.

O otelin senin için biraz pahalı olacağını düşünüyorum.

I think that hotel is going to be a little pricey for you.

Belediye Başkanı Tom Jackson otelin girişinde destekçilerini selamladı.

Mayor Tom Jackson greeted his supporters at the entrance of the hotel.

Tom bana otelin yanındaki restoranda onunla buluşmamı söyledi.

Tom told me to meet him at the restaurant next to the hotel.

Otelin dışındaki Tom için bekleyen bir limuzin vardı.

There was a limousine waiting for Tom outside the hotel.

Tom otelin arkasındaki küçük restoranda yemek yemek istedi.

Tom wanted to eat at the small restaurant behind the hotel.

Bana en yakın otelin nerede olduğunu söyler misiniz?

Could you please tell me where the closest hotel is?

- Tren istasyonu otelin yakınında.
- Tren garı otele yakın.

The train station is close to the hotel.

Akşam saat 06:30'da Imperial Otelin lobisinde buluşalım.

Let's meet in the lobby of the Imperial Hotel at 6:30 p.m.

Bana bu otelin adresini yazan bir kart verebilir misiniz?

Could you give me a card with this hotel's address?

Sana Aix-en-Provence'taki iyi bir otelin adresini vereceğim.

I will give you the address of a good hotel in Aix-en-Provence.

Bu otelin bir spor salonu ve bir yüzme havuzu vardır.

This hotel has a gym and a swimming pool.

Belediye Başkanı Tom Jackson bir otelin konferans salonunda konuşma yaptı.

Mayor Tom Jackson made a speech at a hotel conference room.

- Bu benim üç yıl önce kaldığım otelin aynısı.
- Burası üç yıl önce de kaldığım otel.

- This is the same hotel I stayed in three years ago.
- This is the same hotel that I stayed in three years ago.