Translation of "Meyveler" in English

Meyveler güneşte çürür.

Fruits decay in the sun.

- Meyveler çiçeklerden meydana gelir.
- Meyveler çiçeklerden teşekkül eder.

Fruits come from flowers.

Bu meyveler güneşte kurutuldu.

The fruits are dried in the sun.

Sert kabuklu meyveler içerebilir.

May contain nuts.

Meyveler ısı etkisinden muzdarip.

The fruits suffer the effect of heat.

Bütün meyveler kötü gitti.

All the fruit went bad.

Ağaç kötü ise meyveler kötüdür.

If the tree is bad, the fruits are bad.

Bu ağaç tatsız meyveler taşıyor.

This tree bears ugly fruits.

Meyveler, potasyum gibi minerallerce yüksektir.

Berries are high in minerals such as potassium.

Çilek, kiraz gibi meyveler dondurulabilir.

Berries can be frozen.

Meyveler arasından en çok elmayı severim.

I prefer apples to all the other fruits.

Çeşitli taze meyveler ve sebzeler yemelisin.

You should eat a variety of fresh fruits and vegetables.

İyi bir ağaç, kötü meyveler veremez.

A good tree can't bear bad fruits.

Maymunlar böcekler, meyveler ve köklerle beslenir.

Monkeys feed on insects, fruits and roots.

Bu meyveler kiloyla mı, taneyle mi satılıyor?

Are those fruits sold by weight or by the piece?

Ananas ve limon gibi asitli meyveler ekşidir.

Acid fruits like pineapples and lemons are sour.

Tom bazı ufak meyveler topladı ve onları yedi.

Tom picked some berries and ate them.

Meyveler hepinize ait ama dünya hiç kimseye ait değil.

The fruits belong to all of you, but the earth belongs to no one.

Meyveler ve sebzeler sağlığınız için iyidir, fakat nedenini bilmiyoruz.

Fruit and vegetables are good for your health, but we don't know why.

Sebze ve meyveler her gün yediğimiz yiyeceklerin 1/3'ünü oluşturmalı.

Fruit and vegetables should make up over a third of the food we eat each day.

Ben elma ve muz ve benzeri farklı meyveler yedim. Ayrıca iki patates yedim.

I ate different fruits like apples and bananas and such. I also ate two potatoes.