Translation of "Lakabı" in English

0.009 sec.

Examples of using "Lakabı" in a sentence and their english translations:

Timothy'ye Timmy lakabı takıldı.

Timothy was nicknamed Timmy.

Sami'nin lakabı "Rambo" idi.

Sami's nickname was "Rambo."

Tom o lakabı lisede aldı.

Tom got that nickname in high school.

Onun bir lakabı olduğunu bilmiyordum.

I didn't know Tom had a nickname.

Öyle bir lakabı nasıl aldın?

How did you get a nickname like that?

Bilmiyorum. Tokyo'nun bir lakabı var mı?

I don't know. Is there a nickname for Tokyo?

Onun saçları kırmızımsı. Bu yüzden onun lakabı Havuç.

- She has reddish hair, whence comes her nickname "Carrot".
- She has reddish hair. That's why her nickname is Carrot.

- Onun çocukluktaki takma adı neydi?
- Onun çocukluk lakabı neydi?

What was his childhood nickname?

- Sami'nin bir lakabı yoktu.
- Sami'nin bir takma adı yoktu.

Sami didn't have a nickname.

"Tatoeba bir Japon kız adı değil." "Öyleyse o senin Japon kız arkadaşının lakabı."

"Tatoeba is not a Japanese girl name." "Then, it's your Japanese girlfriend's nickname."