Translation of "Kararlıydı" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kararlıydı" in a sentence and their english translations:

Tom kararlıydı.

- Tom was adamant.
- Tom was determined.

Tom gerçekten kararlıydı.

Tom was really decisive.

Tom çok kararlıydı.

Tom was very decisive.

Tom kazanmaya kararlıydı.

Tom was determined to win.

Sami denemeye kararlıydı.

Sami was determined to try.

Sami öldürmeye kararlıydı.

Sami was determined to kill.

O, İngiltere'ye gitmeye kararlıydı.

He is determined to go to England.

O, niyetinde oldukça kararlıydı.

He was quite decided in his determination.

Tom şirketten ayrılmaya kararlıydı.

Tom was determined to leave the company.

Tom, Mary'yi öpmeye kararlıydı.

Tom was determined to kiss Mary.

Tom, Mary'yi öldürmeye kararlıydı.

Tom was determined to kill Mary.

Tom bunu yapmaya kararlıydı.

Tom was determined to do that.

Sami çocuklarını tutmaya kararlıydı.

Sami was determined to keep his children.

- Tom onu yapmaya çok kararlıydı.
- Tom onu yapmak için çok kararlıydı.

Tom was very determined to do that.

- Sami onu yapmaya çok kararlıydı.
- Sami onu yapmak için çok kararlıydı.

Sami was very determined to do that.

O onunla tekrar buluşmamaya kararlıydı.

He was determined never to meet her again.

Tom bir şey söylemeye kararlıydı.

Tom was determined to say something.

Tom oraya gitmek için kararlıydı.

Tom was determined to go there.

O, yurt dışına gitmeye kararlıydı.

He was determined to go abroad.

Tom futbol takımı yapmaya kararlıydı.

Tom was determined to make the football team.

Fadıl, Dania'nın ödemesini yapmaya kararlıydı.

Fadil was determined to make Dania pay.

Tom projeyi bitirmek için çok kararlıydı.

Tom was very determined to finish the project.

O her şeyi çalıştırmak için kararlıydı.

She was determined to make everything work.

O, onunla tekrar asla konuşmamaya kararlıydı.

She was determined never to talk to him again.

Tom, hoşgörülü ve nazik, ama kararlıydı.

Tom was lenient and kind, but decisive.

Tom eve gitmeden önce işi bitirmeye kararlıydı.

Tom was determined to finish the job before he went home.

O, ne pahasına olursa olsun işi bitirmeye kararlıydı.

He was determined to finish the work at any cost.

Tom o kabul ettiği sürece desteğini sürdürmeye kararlıydı.

Tom was determined to continue his support for as long as it took.

Fadıl, kız kardeşinin onurunu yeniden inşa etmeye kararlıydı.

Fadil was determined to restore his sister's honor.

Tom ve Mary her ikisi de bu durumdan olabildiğince yararlanmaya kararlıydı.

Tom and Mary are both determined to make the best of this situation.

Tom, anne ve babasının kendisine yapmış olduğu hataları kendi çocuklarına yapmamak konusunda kararlıydı.

Tom was determined not to make the same mistakes with his children that his parents had made with him.