Translation of "Karşısına" in English

0.017 sec.

Examples of using "Karşısına" in a sentence and their english translations:

Nehrin karşısına geçebiliyor.

goes across the river on a pontoon bridge.

Nehrin karşısına geçtiler.

They made their way across the river.

Nehrin karşısına geçiyorum.

I am getting across the river.

Sokağın karşısına geçti.

- He walked across the street.
- He crossed the street.

Nehrin karşısına geçelim.

Let's row across the river.

Onu hâkim karşısına çıkarırlar.

So he goes before the judge.

Top, yolun karşısına yuvarlandı.

The ball rolled across the road.

Tom nehrin karşısına geçiyor.

Tom is getting across the river.

Köpek sokağın karşısına geçiyor.

The dog is crossing the street.

Tom, Mary'nin karşısına oturdu.

Tom sat down across from Mary.

Duvarın karşısına kar birikmiş.

The snow banked up against the wall.

Beni nehrin karşısına geçir.

Row me across the river.

Tom sokağın karşısına gitti.

- Tom crossed the street.
- Tom went across the street.

Tanıklar hakim karşısına çıktı.

The witnesses appeared before the judge.

Adalet karşısına çıkarılmanı istiyorum.

I want you brought to justice.

Tom tarlanın karşısına yürüdü.

Tom walked across the field.

Tom nehrin karşısına geçti.

Tom crossed the river.

Yolun karşısına geçmeye korkuyordu.

He was afraid to cross the road.

Mary'yi adaletin karşısına çıkarmak istiyorum.

I want Mary brought to justice.

Onların adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.

I want them brought to justice.

Onun adalet karşısına çıkarılmasını istiyorum.

I want him brought to justice.

Tom tekneyi gölün karşısına geçirdi.

Tom rowed the boat across the lake.

Tom'un caddenin karşısına geçtiğini gördüm.

I saw Tom cross the street.

- Onun karşısına çıkacağım.
- Onunla yüzleşeceğim.

I'll confront him.

Onun karşısına çıkmak için sabırsızlanıyorum.

I can't wait to face him.

Insanoğlunun karşısına çıkabilecek en büyük fırsat.

could be humanity's richest opportunity.

Çocuğun o nehrin karşısına yüzmesi imkansızdı.

It was impossible for the boy to swim across that river.

Bu nehrin karşısına geçemedim.O çok derin.

I cannot get across this river. It's too deep.

Tom onu odanın karşısına atmak ister.

Tom wants to throw it across the room.

Tom ve Mary birbirlerinin karşısına oturmuştu.

Tom and Mary were seated across from each other.

Araba o binanın karşısına park edilmiş.

The car's parked opposite that building.

- Caddenin karşısına geçti.
- Caddeden karşıya geçti.

He walked across the street.

Ve kamera karşısına geçip bunları size aktarıyorum

and I go across the camera and transfer them to you

Ben bir köpeğin nehrin karşısına yüzdüğünü gördüm.

I saw a dog swim across the river.

Tom arabayı Mary'nin evinin karşısına park etti.

Tom parked the car across from Mary's house.

Aynanın karşısına oturdum ve acı acı ağladım.

I sat before the mirror and wept bitterly.

Tom, eski kız arkadaşı Mary'nin karşısına oturdu.

Tom sat across from Mary, his ex-girlfriend.

Tom büyük bir züppe olarak karşısına çıkıyor.

Tom comes across as a big snob.

Fadıl suçları için bir jüri karşısına çıktı.

Fadil faced a jury for his crimes.

Tom ve Mary John ve Alice'in karşısına oturdu.

Tom and Mary sat across from John and Alice.

Sami, Leyla Bekir cinayetinden dolayı hakim karşısına çıktı.

Sami went on trial for the murder of Layla Bakir.

Tom yaşlı adamın yolun karşısına geçmesine yardım etti.

Tom helped the old man across the road.

Spor kıyafeti, buram buram ter, sıfır makyajla çıktım karşısına.

just showed up in my gym clothes, hot and sweaty, no make-up.

Placentia'ya hareket ediyor ve Po Nehri'nin karşısına kampını kuruyor.

He marches to Placentia and makes camp across the Po river.

Daha sonra kamera karşısına geçip sizlere anlatıyorum bu durumu

Then I go to the camera and tell you this situation

Tom bir yolunu bulup nehrin karşısına yüzerek geçmeyi başarmış.

Tom somehow managed to swim across the river.

Tom'a iki tarafa bakmadan yolun karşısına geçmemesi gerektiğini söyledim.

I told Tom that he shouldn't cross the road without looking both ways.

Tom ejderhanın karşısına çıkmadan ateşe dayanıklı zırh giymeyi unuttu.

Tom forgot to equip fire-resistant armour before going up against the dragon.

- Sami'nin bir fırsatı vardı.
- Sami'nin karşısına bir fırsat çıktı.

Sami had an opportunity.

Longus ivedilikle 1000 Velite'sini yağmacılara saldırmak üzere nehrin karşısına gönderiyor.

Longus promptly sends 1000 velites across the river to attack the raiders.

Bir ay sonra Lodi Savaşı'nda Albay Lannes nehrin karşısına geçti

A month later at the Battle of Lodi,  Colonel Lannes was first across the river,  

- Tom Mary'nin karşısındaki masada oturdu.
- Tom masada Meryem'in karşısına oturdu.

- Tom sat across the table from Mary.
- Tom sat opposite Mary at the table.

- O kırmızı trafik ışığında caddenin karşısına yürüdü.
- Caddeyi kırmızı ışıkta yaya olarak geçti.

He walked across the street on a red traffic light.

Barda birkaç adam Tom'a kızdı ve Tom onlara onları karşısına almaktan korkmadığını söyledi.

Several men got angry with Tom in the bar and Tom told them he wasn't afraid to take them on.

"Tavuk neden yolun karşısına geçti?" çok meşhur ve bolca cevabı olan bir İngiliz bilmecesidir.

"Why did the chicken cross the road?" is a very well-known English riddle, to which there are a multiplicity of answers.