Translation of "Karısıyla" in English

0.007 sec.

Examples of using "Karısıyla" in a sentence and their english translations:

- Tom, karısıyla kavga ediyor.
- Tom, karısıyla tartışıyor.

Tom is bickering with his wife.

Fadıl karısıyla kaldı.

Fadil stayed with his wife.

Adam karısıyla arkadaşlık kurdu.

The man took up with his wife.

O, karısıyla İstanbul'a taşındı.

He moved to Istanbul with his wife.

Tom karısıyla nerede tanıştı?

Where did Tom meet his wife?

Tom karısıyla konuşmak istemedi.

Tom didn't want to talk to his wife.

Karısıyla İnternet üzerinden tanıştı.

He met his wife online.

Tom karısıyla Boston'da buluştu.

Tom met his wife in Boston.

Tom artık karısıyla yaşamıyor.

Tom doesn't live with his wife anymore.

Sami, Ferit'in karısıyla yatıyor.

Sami is sleeping with Farid's wife.

Tom, Avustralya'da karısıyla yaşıyor.

Tom lives with his wife in Australia.

- Sami'nin sevgilisi onun karısıyla tanıştı.
- Sami'nin sevgilisi, onun karısıyla karşılaştı.

Sami's lover met his wife.

- Thiago, karısıyla birlikte Madrid'de yaşıyor.
- Thiago, karısıyla beraber Madrid'de yaşıyor.

Thiago lives in Madrid with his wife.

- İnsanların içinde karısıyla asla tartışmaz.
- Toplum içinde karısıyla hiç tartışmaya girmez.

He never quarrels with his wife in public.

Karısıyla istasyonda tanıştım. Çok çekici.

- His wife whom I met at the station, is very attractive.
- I met his wife at the station. She's very attractive.

Tom karısıyla Fransa'da okurken tanıştı.

Tom met his wife when he was studying in France.

O, karısıyla çocukları hakkında tartıştı.

He quarreled with his wife about their children.

Tom sık sık karısıyla tartışır.

Tom often argues with his wife.

Adam üç gündür karısıyla konuşmamıştı.

The man had not spoken to his wife in three days.

Tom ilk karısıyla yeniden evlendi.

Tom remarried his first wife.

Tom eserini asla karısıyla tartışmaz.

Tom never discusses his work with his wife.

Tom, Avustralya'da okurken karısıyla tanıştı.

Tom met his wife while he was studying in Australia.

Tom şimdi John'un eski karısıyla evli.

Tom is now married to John's ex-wife.

George Bush, karısıyla birlikte tatile çıktı.

George Bush went on a vacation with his wife.

O beni başka bir adamın karısıyla aldattı.

He cheated on me with another man's wife.

"Onunla tanıştın mı?" "Hayır ama karısıyla tanıştım."

"Have you met him?" "No, but I've met his wife."

Tom sık sık para konusunda karısıyla tartışıyor.

Tom often argues with his wife about money.

Tom bir spor salonunda üçüncü karısıyla tanıştı.

Tom met his third wife at a gym.

Tom on dokuz yaşındayken ilk karısıyla evlendi.

Tom married his first wife when he was nineteen.

- Tom karısıyla Boston'da yaşıyor.
- Tom eşiyle Boston'da oturuyor.

Tom lives with his wife in Boston.

Tom bir resim sınıfına kaydolmamış olsaydı asla karısıyla tanışmazdı.

Tom would never had met his wife if he hadn't signed up for a painting class.

Tom eve gitmek ve karısıyla akşam yemeği yemek istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to go home and eat dinner with his wife.
- Tom said that he wanted to go home and eat dinner with his wife.

Tanzanya Cumhurbaşkanı, karısıyla birlikte 1998 yılında Finlandiya'ya resmi bir ziyaretteydi.

The president of Tanzania was on a state visit to Finland in 1998 together with his wife.

- Tom, John'un eski karısıyla evli
- Tom, John'un eski eşiyle evli.

Tom is married to John's ex-wife.

Tom kendisi ve karısıyla akşam yemeği yememiz için bizi davet etti.

Tom invited us to have dinner with him and his wife.

Tom her gün eve gidiyor ve her karısıyla öğle yemeği yiyor.

Tom goes home and has lunch with his wife every day.

Kayin karısıyla yattı. Karısı hamile kaldı ve Hanok'u doğurdu. Kayin o sırada bir kent kurmaktaydı. Kente oğlu Hanok'un adını verdi.

And Cain knew his wife, and she conceived, and brought forth Henoch: and he built a city, and called the name thereof by the name of his son Henoch.

Adem karısıyla yine yattı. Havva bir oğlan doğurdu. "Tanrı Kayin'in öldürdüğü Habil'in yerine bana başka bir oğul bağışladı" diyerek çocuğa Şit adını verdi.

Adam also knew his wife again: and she brought forth a son, and called his name Seth, saying: God hath given me another seed for Abel, whom Cain slew.