Translation of "Kaçırdığım" in English

0.004 sec.

Examples of using "Kaçırdığım" in a sentence and their english translations:

Konuşmayı kaçırdığım için üzgünüm.

I regret missing the speech.

Konserini kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed your concert.
- I'm sorry that I missed your concert.

Partini kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed your party.
- I'm sorry that I missed your party.

Eğlenceyi kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed the fun.
- I'm sorry that I missed the fun.

Belki kaçırdığım bir şey var.

Maybe there's something I missed.

Otobüsü kaçırdığım için geç geldim.

I came late because I missed the bus.

Doğum gününü kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed your birthday.
- I'm sorry that I missed your birthday.

Partiyi kaçırdığım için bir bahane uydurdum.

I concocted an excuse for missing the party.

Burada kaçırdığım bir şey var mı?

Is there something I'm missing here?

Kaçırdığım başka bir şey var mı?

Is there anything else I missed?

Ziyafeti kaçırdığım için bir bahane uydurdum.

I invented an excuse for missing the banquet.

Gözden kaçırdığım bir şeyler olduğu açık.

I'm clearly missing something here.

Geçen cuma partini kaçırdığım için üzgünüm.

- I'm sorry I missed your party last Friday.
- I'm sorry that I missed your party last Friday.

Onunla tanışma fırsatını kaçırdığım için üzgünüm.

I regret missing the chance to meet her.

Dün gece TV programını kaçırdığım için üzgünüm.

I am sorry to have missed the TV program last night.

- Ben ne kaçırıyorum?
- Gözden kaçırdığım ne?
- Atladığım şey ne?

What am I missing?

- Ben bir şey özlüyorum.
- Bir şey kaçırıyorum.
- Kaçırdığım bir şey var.

I'm missing something.

Treni kaçırdığım için, bir sonraki tren için yaklaşık bir saat beklemek zorunda kaldım.

As I missed the train, I had to wait for the next one for about an hour.