Translation of "Kışkırtmayı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Kışkırtmayı" in a sentence and their english translations:

Tom'u kışkırtmayı göze alamazsın.

You can't afford to antagonize Tom.

Dün, annemle birlikte indirimli satışa gittim ve bana bir elbise alması için onu kışkırtmayı sürdürdüm.

I went to a sale with my mother yesterday and kept hounding her to buy me a dress.