Translation of "Içeriğini" in English

Kutunun içeriğini bilmiyorum.

- I do not know the contents of the box.
- I don't know the contents of the box.

Sandığın içeriğini bilmiyorum.

- I do not know the contents of the crate.
- I don't know the contents of the crate.

Içeriğini bilmekten daha önemlidir.

more than it's important to know the product.

Başkasının lisanslı içeriğini izleyerek

was more profitable to you

Ben paketin içeriğini görebilir miyim?

May I see the contents of the package?

Dan kurbanın çantasının içeriğini inceledi.

Dan examined the contents of the victim's purse.

Veya seansın içeriğini hiçbir bir şekilde yönetmiyordu.

or direct the content in any way.

Dersin içeriğini yeniden anlatmak için kendi sözlerini kullan.

Use your own words to retell the content of the lesson.

Sunumun içeriğini özetlemek ve bir sonuç çıkarmak istiyorum.

I want to summarize the content of the presentation and draw a conclusion.

- Meslektaşım raporun üzerinde oynama yaptı.
- Meslektaşım raporun içeriğini değiştirdi.

My colleague doctored the report.

- Tom kutunun içeriğini inceledi.
- Tom kutunun muhtevasını tetkit etti.

Tom examined the contents of the box.

Tom birinin geride bırakmış olduğu çantanın içeriğini kontrol etti.

Tom checked the contents of the bag that someone had left behind.

- Sözcü, anlaşmanın içeriğini basına açıkladı.
- Sözcü, anlaşmanın muhtevasını basına açıkladı.

The spokesman explained the contents of the treaty to the press.