Translation of "Hukuk" in English

0.007 sec.

Examples of using "Hukuk" in a sentence and their english translations:

Hukuk öğrencisiyim.

I'm a law student.

Hukuk fakültesi nerede?

Where is law college?

Uzlaştırma hukuk meselesidir.

Conciliation is the matter of the law.

Kitap hukuk hakkında.

The book is about the law.

Hukuk önünde sorumluyuz.

We are responsible in front of the law.

Hukuk fakültesine gideceğim.

I'm going to go to law school.

Hukuk dilini bilmiyorum.

I don't speak legalese.

Hukuk sınavını geçti ve bir hukuk bürosu kurdu.

He passed the law examination and set up a law office.

- Sami hukuk okuluna başvurdu.
- Sami hukuk fakültesine başvurdu.

Sami applied to law school.

- O, Harvard'da hukuk eğitimi görüyor.
- O, Harvard'da hukuk okuyor.

He is studying law at Harvard.

O, Harvard'da hukuk okudu.

He studied law at Harvard.

Savaşta hukuk sessiz kalır.

In war the law stays silent.

Tom Harvard'da hukuk okuyor.

Tom is studying law at Harvard.

Tom Harvard'ta hukuk okudu.

Tom studied law at Harvard.

Tom bir hukuk öğrencisi.

Tom is a law student.

Tom hukuk fakültesine gidiyor.

Tom is going to law school.

O, Harvard'da hukuk okuyor.

He is studying law at Harvard.

Gençken hukuk okuduğu söyleniyor.

It is said that he studied law when he was young.

Tom da hukuk okudu.

Tom also studied law.

Bu bir hukuk ihlalidir.

This is a violation of the law.

Hukuk fakültesinden mezun oldu.

He graduated from law school.

Ben hukuk fakültesine gitmedim.

I didn't go to law school.

Hukuk önünde herkes eşittir.

- Everybody is equal before the law.
- Everyone is equal before the law.

Tom hukuk fakültesine gidiyordu.

Tom went to law school.

Mary hukuk fakültesine gitti.

Mary went to law school.

Eğitim gördüğü alan hukuk.

His field of study is law.

- O, hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.
- Hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.

She made up her mind to go to law school.

- Tom hukuk okumaya karar verdi.
- Tom hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.

Tom has decided to go to law school.

O, üniversitede hukuk eğitimi alıyor.

He is studying law at the university.

Hukuk ve siyaset birbiriyle çelişir.

Law and politics are two different things.

O hukuk okumaya karar verdi.

He decided to study law.

Sen bir hukuk öğrencisi misin?

Are you a law student?

Tom hukuk fakültesini yeni bitirdi.

Tom is fresh out of law school.

Hukuk, insan doğasının çaresizliğinden doğar.

Law is born from despair of human nature.

O bir hukuk derecesi kazandı.

He earned a law degree.

Hukuk ve adalet aynı değildir.

The law and justice are not the same.

Tom hukuk okumaya karar verdi.

Tom decided to study law.

Cincinnati'de bir hukuk bürosu açtı.

He opened a law office in Cincinnati.

Yale Üniversitesinde hukuk eğitimi aldı.

He studied law at Yale University.

Hukuk bürosunda altı yıl çalışmıştı.

He had worked for the law firm for six years.

Biz birlikte hukuk fakültesine gittik.

We went to law school together.

Tom üçüncü sınıf hukuk öğrencisidir.

Tom is a third-year law student.

Senin hukuk fakültesine gittiğini bilmiyordum.

- I didn't know you went to law school.
- I didn't know that you went to law school.

Sami, Kahire Üniversitesinde hukuk okudu.

Sami studied law at the University of Cairo.

O, hukuk alanında üstad derecesi aldı.

He got a master's degree in law.

Onlar Yale Üniversitesinde hukuk eğitimi görüyor.

They're studying law at Yale university.

Hukuk ve siyaset iki farklı şeydir.

Law and politics are two different things.

Amerika'daki hukuk sistemi dünyanın en iyisidir.

- The legal system in America is the world's finest.
- The legal system in the United States is the world's finest.

Tom, hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.

Tom made up his mind to go to law school.

Hukuk işkence altında itirafı kabul etmiyor.

The law does not accept confession under torture.

ABD'deki hukuk sistemi dünyanın en iyisidir.

- The legal system in America is the world's finest.
- The legal system in the United States is the world's finest.

Ben hukuk fakültesine gitmeye karar verdim.

I made up my mind to go to law school.

Mary hukuk fakültesine gitmeye karar verdi.

Mary made up her mind to go to law school.

Biz hukuk fakültesine gitmeye karar verdik.

We made up our mind to go to law school.

Onlar hukuk fakültesine gitmeye karar verdiler.

They made up their mind to go to law school.

Onun hukuk kütüphanesinde bir işi var.

He got a job at the Law Library.

O, hukuk bölümünde bir üniversite öğrencisidir.

He is an undergraduate in the law department.

Tom, Harvard Üniversitesinde hukuk dersi veriyor.

Tom teaches law at Harvard.

Sen bir hukuk öğrencisi değil misin?

Aren't you a law student?

Tom, Harvard'da üçüncü sınıf hukuk öğrencisidir.

Tom is a third-year law student at Harvard.

Tom bir hukuk öğrencisi, değil mi?

Tom is a law student, isn't he?

Sami bir hukuk firmasında çalışmaya başladı.

Sami started working for a law firm.

hukuk hizmetlerini ve avukatları topluma getirebilmek için

so that we can bring legal services and lawyers to the communities

Hukuk öğrenimi yapan her öğrenci avukat olamaz.

Not every student studying law can be a lawyer.

Ben küçük bir hukuk firmasının büro müdürüyüm.

I'm the office manager of a small law firm.

Tom az önce hukuk fakültesinden mezun oldu.

Tom has just graduated from law school.

Arkadaşlarım için her şey; düşmanlarım için hukuk.

For my friends, everything; for my enemies, the law.

O, hukuk fakültesine gitmek için kararını verdi.

He made up his mind to go to law school.

Hukuk terminolojisi uzman olmayanlar için genellikle anlaşılmazdır.

Legal terminology is usually incomprehensible to non-specialists.

Erkek kardeşim hukuk öğrenimi için Amerika'ya gitti.

My brother went to the United States to study law.

Tom ve ben birlikte hukuk fakültesine gittik.

Tom and I went to law school together.

Benim de hukuk okumamış olmam çok kötü.

It's too bad I didn't study law either.

Hukuk fakültesine gitmek için kararını verdin, değil mi?

You made up your mind to go to law school, didn't you?

- Sami federal yasa okudu.
- Sami federal hukuk okudu.

Sami studied federal law.

Kahire Hukuk Araştırmaları Merkezi müdürü avukat Ahmed Mahran'a başvurdu

her marriage, a wife resorted to lawyer Ahmed Mahran, director of the Cairo Center

- O, hukukta mastır yaptı.
- O, hukuk üzerine mastır yaptı.

He got a master's degree in law.

hukuk egemenliği ve düşük vergiler ilan etti, nereden geldiğine bakılmaksızın

rule of law and low taxes for all businesses, regardless of where did they come from. But

Yapabildiğim her şeyin, yüksekokul, hukuk fakültesi ve sağlık adalet işi dahil

And there's a recognition in our family that everything I've been able to do --

Kopernik, İtalya'daki Bologna, Padua ve Ferrara Üniversitelerinde hukuk ve tıp okudu.

Copernicus studied law and medicine at the universities of Bologna, Padua, and Ferrara in Italy.

Profesyonel çevirmenler çoğunlukla sadece tek bir alanda uzmanlaşırlar, örneğin hukuk ve tıp.

Professional translators quite often specialize in just one field, for example law or medicine.

Newton okulda başarı göstermemesine rağmen hukuk okumak istediği Trinity College Cambridge'e katılma fırsatını kazandı.

Though Newton did not excel in school, he did earn the opportunity to attend Trinity College Cambridge where he wanted to study law.

Su yasası bir kaynak olarak suya sahip olma, kontrolü ve kullanımı ile ilgili hukuk alanıdır.

Water law is the field of law dealing with the ownership, control, and use of water as a resource.

Panama Kağıtlar bir Panama hukuk firması müşterilerine dünya çapında vergi cennetlerinde paravan şirketleri kurmaları için nasıl yardımcı olduğunu göstermektedir.

The Panama Papers show how a Panamanian law firm helped its clients set up shell companies in tax havens around the world.