Translation of "Okuluna" in English

O, okuluna hayrandı.

He adored his school.

Yaz okuluna gidiyorum.

I'm going to summer school.

Yakında yeni okuluna alışacaksın.

You will soon get accustomed to your new school.

Heykeltıraş Rönesans okuluna aittir.

The sculptor belongs to the Renaissance school.

O gece okuluna gidiyor.

- She attends school at night.
- She goes to night school.

O, meslek okuluna gidiyor.

She goes to vocational school.

Mary dans okuluna gitti.

Mary went to dancing school.

Nagoya'da ilköğretim okuluna gittim.

I went to elementary school in Nagoya.

Tom gece okuluna gidiyor.

Tom has been going to night school.

Bir sürücü okuluna gidiyorum.

I go to a driving school.

Ben devlet okuluna gittim.

I went to public school.

- Okuluna gittim.
- Okulunuza gittim.

I went to your school.

Bir katolik okuluna gittim.

I went to a Catholic school.

Ben senin okuluna gittim.

I went into your school.

Tom, Katolik okuluna gitti.

Tom attended Catholic school.

Sanat okuluna gittin mi?

Did you go to art school?

Mary hemşirelik okuluna gitti.

Mary went to nursing school.

Tom devlet okuluna gitti.

Tom attended a public school.

Kızımı bir kız okuluna kaydettim.

I entered my daughter in a girl's school.

Tom gece okuluna gitmemi istiyor.

Tom wants me to go to night school.

Eve giderken Tom'un okuluna uğradım.

I stopped by Tom's school on the way home.

Tom bir tarım okuluna gitti.

Tom went to an agricultural school.

Sen aşçılık okuluna müracaat etmeliydin.

You should have applied to culinary school.

O mühendislik okuluna kabul edildi.

He was admitted to the engineering school.

Tom özel erkek okuluna gitti.

Tom went to a private boys' school.

Bir ilköğretim okuluna mı gidiyorsun?

Do you go to an elementary school?

Tom'un evi Mary'nin okuluna yakındır.

Tom's house is near Mary's school.

Boston'daki ilk öğretim okuluna gittim.

I went to grade school in Boston.

Tom bir Katolik okuluna gitti.

Tom went to a Catholic school.

O, West Point harp okuluna gitti.

He went to West Point.

Sekiz yaşındayken bir resim okuluna kaydoldum.

I enrolled in an art school when I was eight.

Dan prestijli bir müzik okuluna başladı.

Dan attended a prestigious music school.

Tom ticaret okuluna gitmek istediğini söyledi.

- Tom said he wanted to go to business school.
- Tom said that he wanted to go to business school.

Onlar hangi Budist düşünce okuluna üyedir?

Which Buddhist school of thought do they belong to?

Tom yüksek lisans okuluna gitmek istiyor.

Tom wants to go to graduate school.

Fadıl çocuklarını bir katolik okuluna gönderdi.

Fadil sent his children to a Catholic school.

Tom yüksek lisansüstü okuluna gitmek istemiyor.

Tom doesn't want to go to graduate school.

Tom lisansüstü eğitim okuluna gitmek istemiyor.

Tom doesn't want to go to grad school.

- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmiyormuş gibi davrandı.
- Tom Mary'nin okuluna nasıl gidileceğini bilmezlikten geldi.

Tom pretended not to know how to get to Mary's school.

O, oğlunu bir İngiliz yatılı okuluna gönderdi.

He sent his son to an English boarding school.

- İlkokula burada gittim.
- İlköğretim okuluna burada gittim.

I went to grade school here.

Tom üç yıl boyunca gece okuluna gitti.

Tom went to night school for three years.

Tom ve Mary'nin çocukları devlet okuluna gidiyor.

Tom and Mary's children go to public school.

Şarkı derslerimiz için, yolun karşısındaki müzik okuluna giderdik.

For our singing lessons, we would go to the music school across the road.

- Sami hukuk okuluna başvurdu.
- Sami hukuk fakültesine başvurdu.

Sami applied to law school.

O, resim ve heykel eğitimi için sanat okuluna gitti.

He went to art school to study painting and sculpture.

Sanatçı olmak için bir sanat okuluna gitmek zorunda değilsin.

You don't have to go to an art school in order to be an artist.

Yaz okuluna devam ederken nehrin yanında bir çadırda yaşadı.

He lived in a tent next to the river while he attended summer school.

O, yaz okuluna devam ederken nehrin yanındaki bir çadırda yaşadı.

Tom lived in a tent next to the river while he attended summer school.

Okuldan sonra, İngilizce konuşma pratiği yapmak için bir İngiliz okuluna gidiyorum.

After school, I go to an English school to practice English conversation.

Tom Mary'yi sanat okuluna gitmesi için boş yere ikna etmeye çalıştı.

Tom tried in vain to convince Mary to go to art school.