Translation of "Heyecanla" in English

Meg heyecanla dolu.

Meg is filled with excitement.

Kalabalık heyecanla alkışladı.

The crowd applauded enthusiastically.

Ben heyecanla nefesimi tuttum.

I held my breath in excitement.

Mary'nin gözleri heyecanla parlıyordu.

Mary's eyes glinted with excitement.

Tom elleriyle heyecanla alkışladı.

Tom clapped his hands together excitedly.

Çocuklar heyecanla çamurda oynadılar.

The children played in the mud with enthusiasm.

Onun kalbi heyecanla çarpıyor.

His heart beat with excitement.

Dünyanın çocukların geleceği heyecanla bekledikleri

Imagine what this world would look like,

Tüm heyecanla yemek yemeyi unuttum.

In all the excitement, I forgot to eat.

Her gün yataktan kalkıp heyecanla işime gidiyorum.

I wake up every day, and I'm so excited to go to work.

Ben, kalbim heyecanla atarken perdenin yükselmesini bekledim.

I waited for the curtain to rise with my heart beating in excitement.

Ben heyecanla bu konuyla ilgili görüşünü işitmeyi bekliyorum.

I eagerly await hearing your opinion on this subject.

O herkesin heyecanla bu eşsiz proje üzerinde çalışmasını umuyor.

She hopes that everyone will work enthusiastically on this unique project.