Translation of "Hafızası" in English

0.005 sec.

Examples of using "Hafızası" in a sentence and their english translations:

Onun hafızası beni şaşırtıyor.

His memory amazes me.

Hafızası ona ihanet etmişti.

His memory had betrayed him.

Harika bir hafızası vardı.

He had a wonderful memory.

Gardırobunuz da bilgisayarın hafızası gibidir.

Your wardrobe is just like the computer's memory.

Onun hafızası yıllarla birlikte zayıfladı.

Old age has undermined her memory.

Tom'un berbat bir hafızası var.

Tom has a terrible memory.

Onun fotoğrafik bir hafızası var.

He has a photographic memory.

Onun iyi bir hafızası var.

She has a good memory.

Tom'un olağanüstü bir hafızası var.

Tom has a remarkable memory.

Tom'un kötü bir hafızası var.

Tom has a poor memory.

Tom'un müthiş bir hafızası var.

Tom has a great memory.

Onun hafızası sonsuza dek yaşayacak.

His memory will live forever.

Tom'un zayıf bir hafızası var.

Tom has a poor memory.

Onun da iyi bir hafızası var.

She has a good memory, too.

Judy'nin hafızası karman çorman, gevelereyerek konuşuyor.

Judy’s memory is patchy, her speech is slurred.

Tom'un oldukça iyi bir hafızası var.

Tom has a pretty good memory.

Erkek kardeşimin iyi bir hafızası var.

My brother has a good memory.

Onun harika bir güçlü hafızası vardı.

He had a wonderfully powerful memory.

Tom'un çok iyi bir hafızası var.

- Tom has a very good memory.
- Tom's got a very good memory.

Onun dikkate değer bir hafızası vardır.

He has a remarkable memory.

Onun çok hızlı bir hafızası var.

She has a very quick mind.

Tom'un da iyi bir hafızası var.

Tom has a good memory, too.

Mary'nin çok iyi bir hafızası var.

Mary has a very good memory.

Kitaplığın orada duran adamın fotoğrafik hafızası var.

The man standing over there next to the bookcase has a photographic memory.

Kucağında çocukla oturan şu kadının fotoğrafik hafızası var.

That woman who has a child on her knee has a photographic memory.

Hiç kimsenin hafızası benimkinden daha az güvenilir değil.

No-one's memory is less reliable than mine.

Herkes hafızası hakkında şikayet eder, hiç kimse anlayışı hakkında değil.

Everyone complains about their memory, no one about their understanding.

- Sami'nin çok kötü bir belleği var.
- Sami'nin çok kötü bir hafızası var.

Sami has a very bad memory.

- Onun da iyi bir hafızası var.
- Onun aynı zamanda iyi bir belleği vardır.

She also has a good memory.

Kapının yanındaki o adamla odanın diğer tarafındaki pencerenin yanında duran o kadının fotoğrafik hafızası var.

That man standing near the door and that woman on the opposite side of the room next to the window have photographic memories.