Translation of "Hücre" in English

Kök hücre nedir?

What's a stem cell?

Hücre idrar kokuyordu.

The cell was stinking of urine.

Hücre erkeklerle doluydu.

The cell was filled with men.

O, hücre hapsinde.

He's been in solitary confinement.

Dijital bir hücre yaratılıyor.

effectively creating a digital panopticon.

Koruma hücre kapısını kilitledi.

The guard unlocked the cell door.

Tom benim hücre arkadaşımdı.

Tom was my cellmate.

Ben Tom'un hücre arkadaşıydım.

I was Tom's cellmate.

O bir prokaryotik hücre.

It's a prokaryotic cell.

Hücre vücut kokusu kokuyordu.

The cell was stinking of body odor.

Sami'nin hücre arkadaşı Müslüman'dı.

Sami's cellmate was Muslim.

Ancak birkaç hücre hayatta kalır.

But a few of the cells survive.

Tom John'un hücre arkadaşı idi.

Tom was John's cellmate.

O bir ökaryotik bir hücre.

It's a eukaryotic cell.

Tom'un hücre arkadaşı bir Kanadalıydı.

Tom's cellmate was a Canadian.

Tom'un hücre arkadaşı bir Kanadalı.

Tom's cellmate is a Canadian.

Tom ve John hücre arkadaşı.

Tom and John are cellmates.

Orada çok fazla anormal hücre var.

there's a lot of abnormal cells there -

Hücre yoğunluğuna bağlı olarak kanser hücrelerinin

we discovered a new signaling pathway

Müdür Dan'ı hücre hapsine geri gönderdi.

The warden sent Dan back to solitary confinement.

Hücre, fahişeler ve evsiz kadınlarla doluydu.

The cell was filled with prostitutes and homeless women.

Tom doğum gününü hücre hapsinde geçirdi.

Tom spent his birthday in solitary confinement.

- Glikoliz, sitozolde oluşur.
- Glikoliz, hücre sıvısında meydana gelir.

Glycolysis occurs in the cytosol.

Beynimizde bir milyar hücre ve on trilyon bağlantı bulunuyor.

We have a billion cells in our brains, with ten trillion connections.

Bağışıklık sistemi hücre ve proteinlerden küçük bir çevre oluşturacak

the immune system creates a small environment of cells and proteins

Dan onun hücre arkadaşlarından biriyle bir kaçış planı kurdu.

Dan devised an escape scheme with one of his cellmates.

Tom'un hücre arkadaşı bir ömür boyu hapis cezası yatıyor.

Tom's cellmate is serving a life sentence.

- Tom hücre arkadaşına kaçış planını anlattı.
- Tom koğuş arkadaşına firar planından bahsetti.

Tom told his cellmate about his plans to escape.

Bu toplumda her kişi sağlıklı bir insan vücudunun bağışıklık sisteminde bir hücre gibidir.

Every person in this community is like a cell in the immune system of a healthy human body.