Translation of "Vücut" in English

0.008 sec.

Examples of using "Vücut" in a sentence and their english translations:

Gerçeklikte vücut bulduğunu

to be born out in reality,

Biz vücut geliştiricileriz.

We're bodybuilders.

Uyuduğumuzda vücut fonksiyonları yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.

When we are asleep, bodily functions slow down and body temperature falls.

Benim vücut ısım normal.

My temperature is normal.

Vücut losyonuna ihtiyacım var.

I need body lotion.

Tom bir vücut geliştirici.

Tom is a bodybuilder.

Onun hobisi vücut geliştirme.

Her hobby is bodybuilding.

Vücut hâlâ iyileşmedi mi?

Has the body not been recovered yet?

Vücut strese uyum sağlar.

The body adapts to stress.

Hücre vücut kokusu kokuyordu.

The cell was stinking of body odor.

Yataktan vücut kokusu yayılıyordu.

The bed was stinking of body odor.

- Onun vücut dili onu ele verdi.
- Vücut dili onu ele verdi.

Her body language gave her away.

Ayak sürümek, kötü bir vücut,

Drags the leg, bad shape,

Hatta gerçek vücut çeşitliliğini destekleyen,

even shooting their own porn

Vücut yanarak tanınmaz hale gelmiş.

- The body had burned beyond recognition.
- The body was burned beyond recognition.

Tom'un üst vücut gücü yok.

Tom has no upper body strength.

Uyku eksikliği vücut için kötü.

Lack of sleep is bad for the body.

Hiç vücut boyama denedin mi?

Have you ever tried body painting?

Biraz vücut losyonuna ihtiyacım var.

- I need body lotion.
- I need some body lotion.

Tom profesyonel bir vücut geliştirmeci.

Tom is a professional bodybuilder.

Tom vücut geliştirme yarışmasını kazandı.

Tom won the bodybuilding competition.

Tom eski bir vücut geliştirmeci.

Tom is a former bodybuilder.

Vücut ölümlüdür ancak ruh ölümsüzdür.

The body is mortal, but the soul is immortal.

Vücut ekstra kaloriyi yağa dönüştürür.

The body converts extra calories into fat.

Tom düzenli vücut egzersizi yapar.

Tom works out regularly.

Arnold Schwarzenegger bir vücut geliştiriciydi.

Arnold Schwarzenegger was a bodybuilder.

Yani bunu vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.

It means I can warm it up with my body heat pretty quickly.

Ruh sağlığı, vücut sağlığı kadar önemlidir.

Mental health is as important as physical health.

Onun güzel bir vücut yapısı var.

He has a nice build.

Tom vücut yağlarından dört paunt verdi.

Tom lost four pounds in body fat.

Uyuduğumuzda vücut sıcaklığı birkaç derece düşer.

When we sleep, our body temperature falls by several degrees.

Bu havaalanında tam vücut tarayıcıları vardır.

There are full body scanners at this airport.

Vücut ısı değişimlerine hızlıca adapte olur.

The body quickly adjusts itself to changes in temperature.

Bazı ilaçlar vücut için zararlı olabilir.

Some medicines can be harmful to the body.

Normal vücut sıcaklığım 37 derece civarında.

My normal body temperature is around 37 degrees.

Çoğu yüzücüler vücut tüylerini tıraş ederler.

Most swimmers shave their body hair.

Onun vücut dili onu ele verdi.

His body language gave him away.

Sen bir vücut geliştiricisisin, değil mi?

You're a bodybuilder, aren't you?

Uyurken vücut sıcaklığımız birkaç derece düşer.

When we sleep, our body temperature drops by several degrees.

Seks ve vücut bölümleri hakkında konuşmayı öğretirsek,

to talk about sex and body parts with parents and teachers,

Bu durumda burayı vücut ısımla çabucak ısıtabilirim.

It means I can warm it up with my body heat pretty quickly.

Bir koyunun ortalama vücut sıcaklığı 38 derecedir.

[Bear] The average body temperature of sheep is 102 degrees,

Yani vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

so it doesn't take long to restore my core body temperature.

Onun kız arkadaşının güzel vücut hatları var.

Her girlfriend has nice curves.

Vücut sıcaklığı öğleden sonra en yüksek düzeydedir.

Body temperature is highest in the afternoon.

Tom, tam bir vücut aramasına maruz bırakıldı.

Tom was subjected to a full body search.

Vücut dili Tatoeba'da çevrilmiş bulamayacağınız bir dildir.

Body language is a language you won't find translated in Tatoeba.

Vücut sabunu ile hiç yüzünü yıkadın mı?

Have you ever washed your face with body soap?

Vücut buğdayı diğer karbonhidratlardan daha kolay sindirir.

The body digests wheat more easily than other carbohydrates.

Önsözsüz bir kitap ruhsuz bir vücut gibidir.

A book without preface is like a body without a soul.

Ebola vücut sıvıları yoluyla insandan insana yayılır.

Ebola spreads from person to person through bodily fluids.

Kendi vücut ısılarını korumak için birbirlerine yapıştılar.

They were stuck together to maintain their own body heat

Bu yüzden vücut sıcaklığımı geri kazanmam uzun sürmüyor.

so it doesn't take long to restore my core body temperature.

Hayatını kurtarmak için en ufak vücut teması yeterli.

Simple contact is enough to save his life.

Yanak keseleri, vücut ağırlığının yüzde onuna kadar taşır.

Stuffing her cheek pouches with ten percent of her body weight.

Tom daha önce hiç ölü bir vücut görmemişti.

Tom had never seen a dead body before.

Gece daha da soğudukça... ...vücut işlevlerinin çoğu yavaşlayarak duruyor.

As the night grows colder, many of its bodily functions grind to a halt.

Kışı atlatabilmek için vücut ağırlıklarını üçte bir arttırmaları gerek.

They must increase their body weight by a third to make it through winter.

Vücut ısılarına dış ortama göre ayarlayıp bir köşeye çekilip

adjusting the body temperature according to the external environment and taking a corner

Vücut geliştirme şampiyonu bana virüs hiçbir şey yapmaz ya

Bodybuilding champion virus does nothing to me

Ve vücut uyum sağladıkça her şey daha da kolaylaşıyor.

And then, as your body adapts, it just becomes easier and easier.

- Normalden daha yüksek bir vücut ısın var.
- Ateşin var.

You're running a fever.

Çocukların, genellikle yetişkinlerden daha yüksek bir vücut sıcaklığı vardır.

Children generally have a higher body temperature than adults.

Siz uyurken bedensel işlevler yavaşlar ve vücut sıcaklığı düşer.

While you are asleep, the bodily functions slow down and body temperature falls.

Ben bu maddelerin vücut tarafından nasıl emildiğini bilmek istiyorum.

I would like to know how these substances are absorbed by the body.

Vücut için gıda neyse; zihin için de kitap odur.

Books are to the mind what food is to the body.

- Tam vücut tarayıcıları sanal olarak kıyafetlerin içini göstererek arama yapıyor.
- Tam vücut tarayıcıları vücudu sanal olarak çıplak göstererek arama gerçekleştiriyor.

Full body scanners perform a virtual strip search.

Her bir yarasa her gece vücut ağırlığı kadar kan içebilir.

Each bat can drink its body weight in blood every night. -[pup grunts] -[bat screeches]

Vücut ve ruh ikizdir: Sadece Tanrı hangisinin hangisi olduğunu bilir.

Body and spirit are twins: God only knows which is which.

Uygulama, vücut kütle indeks oranını hızlı bir şekilde hesaplamanı sağlıyor.

The application allows you to quickly calculate the ratio of body mass index - BMI.

Ben forma girmek istiyorum, bu yüzden her gün vücut çalışıyorum.

I want to get into shape, so I've been working out every day.

Mutluluk vücut için yararlıdır, ancak o, aklın güçlerini geliştiren kederdir.

Happiness is beneficial for the body, but it is grief that develops the powers of the mind.

Kafadanbacaklılar, dokunaçlar ve bilateral vücut simetrisi ile tanımlanan deniz hayvanlarıdırlar.

Cephalopods are marine animals characterised by tentacles and bilateral body symmetry.

Vücut için uygun bir cenaze yap böylece ruh cennete ulaşabilir.

Have a proper funeral for the body so that the soul can reach to heaven.

Vücut ısısı yükseliyor, nabız yükseliyor... Onun oksijen eksikliği durumu var.

Body temperature rising, pulse rising ... he's in a state of oxygen deficiency.

Onun iyi bir vücut yapısı olduğu için ne giyse ona uyar.

Because she has a good figure, whatever she wears suits her.

- Bazıları tam vücut tarayıcılarının anayasanın dördüncü ek maddesini ihlal ettiğini iddia ediyor.
- Bazıları tam vücut tarayıcılarının Amerikan anayasasının 4. ek maddesini ihlal ettiğini ileri sürüyor.

Some claim that full-body scanners violate the Fourth Amendment.

- Vücut için gıda neyse; zihin için de kitap odur.
- Kitaplar zihnin gıdasıdır.

Books are to the mind what food is to the body.

Doğa ona hem sağlıklı bir akıl hem de sağlıklı bir vücut bahşetti.

Nature endowed her with both a sound mind and a sound body.

Tam bir vücut araştırması için seçileceğimi bir an bile asla hayal etmedim.

I never for a moment imagined that I'd be singled out for a full body search.

Vücut kitle endeksi 25 ile 29 arasında olan bir kişi kilolu olarak düşünülmektedir.

A person with a BMI of 25 to 29 is considered overweight.

Kutup ayısının annesi dört aydır bir şey yemedi ve vücut ağırlığının yarısını kaybetti.

The polar bear's mother hasn't eaten for four months and has lost half her body weight.

- Yüzme vücudun bütünü için iyi bir egzersizdir.
- Yüzmek, tüm vücut için iyi bir egzersizdir.

Swimming is good exercise for the whole body.

Tom çoğunlukla abur cubur yese de, nadiren hastalanır ve Vücut Kitle İndeksi normal aralıktadır.

Even though Tom eats mostly junk food, he rarely gets sick and his BMI is in the normal range.

Bir kan pıhtısı cilt üzerinde ortaya çıktığında iyidir ve vücut içinde ortaya çıktığında kötüdür.

A blood clot is good when it occurs on the skin and bad when it occurs within the body.

„Neden her gün bu kadar çok müzik dinliyorsun? „Çünkü ona ihtiyacım var. Yeme içme vücut için gıdadır. Müzik ruh için gıdadır!“

"Why do you listen to so much music every day?" "Because I need it. Food and drinks feed my body. Music feeds my soul."

Diyet yapan ve vücut ağırlığının yüzde onuna kadar bir oranda kilo vermiş olan her on kişiden sekizi, beş yıl içinde bu kiloları geri almaktadır.

Eight out of ten dieters who lose up to ten percent of their body weight put it back on again within five years.

Onun arkadaşlarının hepsi vücut yastığıydılar,ve onunkilerinin hepsi oyuncak bebektiler;böylece bir ölüyü canlandırmaya olan düşkünlüklerine yapıştılar.Fakat onların cansız nesne olmamalarından fakat kompleks duyguları olan insanlardan dolayı onların ilişkileri bazen gergindi.

All of his friends were body pillows, and all of hers were dolls; so they bonded over their fondness for animating the inanimate. However, because they were not inanimate objects but people with complex emotions, their relationship was sometimes strained.