Translation of "Giderseniz" in English

0.004 sec.

Examples of using "Giderseniz" in a sentence and their english translations:

Uçakla giderseniz, bagajımı alamayacaksınız.

If you go by plane, you won't be able to take much luggage.

Kütüphane giderseniz Tom'la karşılaşabilirsiniz.

You might meet Tom if you go to the library.

Nereye giderseniz gidin, siz karşılanacaksınız.

Wherever you go, you'll be welcomed.

Oraya bir kez giderseniz bilirsiniz.

If you go there once, you'll know.

Nereye giderseniz gidin, Japon turistleri bulursunuz.

Wherever you go, you'll find Japanese tourists.

Nereye giderseniz gidin, sizi takip edeceğim.

- No matter where you go, I'll follow you.
- Wherever you go, I will follow you.
- No matter you go, I'll follow.

Saat sekiz civarında giderseniz ona rastlayabilirsiniz.

If you go around eight, you might meet him.

Hangi yoldan giderseniz gidin, aynı zamanda götürecektir.

Whichever way you take, it'll take you the same time.

Eğer benden önce oraya giderseniz, kediyi besleyin.

If you get there before me, feed the cat.

Nereye giderseniz gidin, nazik ve cömert insanlarla karşılaşırsınız.

Wherever you go, you will meet people who are kind and generous.

Siz üçünüz yine dışarı giderseniz daha mutlu hissederim.

I'd feel happier if you three went outside again.

Eğer ormana giderseniz, çocukları yiyen canavarlara dikkat edin!

If you go into the forest, watch out for the ogres who eat children!

Amerika'da nereye giderseniz gidin, yollar ve otoyollar vardır.

There are roads and freeways wherever you go in America.

Görünen o ki tutkunuzun peşinden giderseniz başarısız olacaksınız.

Turns out if you follow your passion, you're probably going to fail.

Otobüsle giderseniz, yaklaşık olarak zamanın yaklaşık üçte birine oraya gidebilirsiniz.

If you go by bus, you can get there in about one-third of the time.

Hangi yoldan giderseniz gidin, yaklaşık on dakika içinde istasyona varabilirsiniz.

Whichever way you may take, you can get to the station in about ten minutes.

O süpermarkete giderseniz, günlük hayatta kullandığınız pek çok şeyi satın alabilirsiniz.

If you go to that supermarket, you can buy most things you use in your daily life.

Nereye giderseniz gidin, istasyonların yanında kaldırımlar üstünde bırakılmış çok sayıda bisiklet görürsünüz.

Wherever you go, you see a lot of bicycles left on sidewalks near stations.

İskoçya'ya giderseniz lütfen bana bir vahşi sakatat yahnisi tekrar getirir misin? Teşekkür ederim.

Should you go to Scotland, would you please bring me back a wild haggis? Thank you.