Translation of "Geçinen" in English

O aşırı dürüst geçinen biridir.

She is prudish.

O zor geçinen bir adam.

He is a man hard to get on with.

Ben aşırı namuslu geçinen bir kadın değilim.

I'm not a prude.

Tom benim aşırı namuslu geçinen bir kadın olduğumu söylüyor.

Tom says I'm a prude.

Tom şu ana kadar Mary ile gerçekten geçinen tek kişidir.

Tom is the only one who ever really got along with Mary.