Translation of "Gülümsemesini" in English

Tom gülümsemesini sakladı.

Tom covered his smile.

Tom'un gülümsemesini seviyorum.

I love Tom's smile.

Tom'un gülümsemesini özleyeceğim.

I'm going to miss Tom's smile.

Onun gülümsemesini gördü.

She saw him smile.

Tom'un gülümsemesini özlüyorum.

I miss Tom's smile.

Tom gülümsemesini saklayamadı.

Tom couldn't hide his smile.

Mary gülümsemesini gizleyemedi.

Mary couldn't hide her smile.

Tom'un gülümsemesini görmeyi seviyorum.

I love to see Tom smile.

Tom gülümsemesini güçlükle gizleyebildi.

Tom could barely hide his smile.

Tom'un gülümsemesini asla unutmayacağım.

I'll never forget Tom's smile.

Mary'nin gülümsemesini artık hatırlamıyorum.

I don't remember Mary's smile anymore.

Meryem'in gülümsemesini hatırlamıyorum artık.

I no longer remember Mary's smile.

Tom'un gülümsemesini engellemek zordu.

It was hard for Tom to keep from smiling.

Onun gülümsemesini görmeyi seviyorum.

I love to see him smile.

Tom Mary'ye gülümsemesini hatırlattı.

Tom reminded Mary to smile.

Sami, Leyla'nın gülümsemesini kaçırdı.

Sami missed Layla's smile.

Tom Mary'nin gülümsemesini istedi.

Tom wanted Mary to smile.

Tom, Mary'den gülümsemesini istedi.

Tom asked Mary to smile.

- Gülümsemesini unutamam.
- Onun gülüşünü unutamam.

I can't forget her smile.

Tom bana Mary'nin gülümsemesini sevdiğini söyledi.

- Tom told me he liked Mary's smile.
- Tom told me that he liked Mary's smile.

Ne zaman bu şarkıyı dinlesem, onun gülümsemesini düşünürüm.

Whenever I hear this song, I think of his smile.

Onu gülümsemesini en son ne zaman gördüğümü hatırlamıyorum.

I don't remember when the last time I saw her smile was.

O, diş teli taktığından beri neredeyse onun gülümsemesini görmedim.

Since she got her braces, I've hardly seen her smile.