Translation of "Fabrikada" in English

0.006 sec.

Examples of using "Fabrikada" in a sentence and their english translations:

- Bir fabrikada çalışıyoruz.
- Bir fabrikada çalışırız.

We work in a factory.

Babam fabrikada çalışıyor.

My father works at the factory.

Bu fabrikada çalıştım.

I worked in this factory.

- Tom bir fabrikada çalışır.
- Tom bir fabrikada çalışıyor.

Tom works in a factory.

- Benim babam bir fabrikada çalışır.
- Babam fabrikada çalışır.

My father works in a factory.

- O bir fabrikada çalışır.
- O bir fabrikada çalışıyor.

He works in a factory.

- Tom bir fabrikada çalıştı.
- Tom bir fabrikada çalışıyordu.

Tom worked in a factory.

O fabrikada bulduğum hazine --

The treasure that I found in that factory --

O bir fabrikada çalışıyor.

He works in a factory.

Annem bir fabrikada çalışıyor.

My mom works in a factory.

Armutlar bu fabrikada konservelenir.

Pears are canned in this factory.

Ben bir fabrikada çalışıyorum.

I work in a factory.

Babam bir fabrikada çalışıyor.

My father works at a factory.

Gençken bir fabrikada çalıştı.

When he was younger he worked at a factory.

Ben bu fabrikada çalışmışım.

I have worked in this factory.

Tom bir fabrikada çalışırdı.

Tom used to work in a factory.

- Bu fabrikada kaç kadın çalışıyor?
- Bu fabrikada kaç tane kadın çalışıyor?

How many women work in this factory?

Rich 20 yıl fabrikada çalışmıştı.

Rich worked there for 20 years.

Bu fabrikada yüzlerce kişi çalışır.

Hundreds of people work in this factory.

Onlar bu fabrikada oyuncak yaparlar.

They make toys at this factory.

Ham petrol bu fabrikada arıtılır.

Crude oil is refined at this plant.

O bir fabrikada çalışmak istiyor.

He wants to work in a factory.

O bir fabrikada çalışmak istemiyor.

He doesn't want to work in a factory.

Tom bir fabrikada çalışmak istiyor.

Tom wants to work in a factory.

Tom bir fabrikada çalışmak istemiyor.

Tom doesn't want to work in a factory.

Benim babam bir fabrikada çalışır.

- My father works for a factory.
- My father works in a factory.

Fabrikada 300 adamı kovmak zorunda kaldılar.

They had to fire 300 men at the factory.

Şüpheli, terk edilmiş bir fabrikada saklanıyordu.

The suspect was holed up in an abandoned factory.

Babam mühendis olarak bir fabrikada çalışıyor.

My father works at the factory as an engineer.

Bu fabrikada üretim %20 oranında arttı.

The output at this factory has increased by 20%.

Fabrikada yangın haberi bir sansasyon yarattı.

The news of the fire in the factory caused a sensation.

Onlar bu fabrikada TV setleri üretiyorlar.

They are manufacturing TV sets in this factory.

Emily'nin anne babası bir fabrikada çalışıyorlar.

Emily's parents are working in a factory.

Bu fabrikada robotlar insanların yerini aldı.

Robots have taken the place of men in this factory.

Tom 25 yıldır aynı fabrikada çalışıyor.

Tom has been working at the same factory for 25 years.

Tom ne tür bir fabrikada çalışıyor?

What kind of factory does Tom work in?

Rüşvet düzenin anlattılar fabrikada dönen pis oyunları

They talked about the order of bribery, dirty games rotating in the factory

Tom o fabrikada çalışan birkaç adamı tanıyor.

Tom knows a few guys who work at that factory.

Tom bütün gün fabrikada köle gibi çalışır.

Tom slaves all day at the factory.

Babam ve erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.

My father and my brother work in this factory.

Yani o, bu fabrikada çalışıyor, değil mi?

- So she works at this factory, does she?
- So she works at this factory, huh?
- So he works at this factory, huh?
- So he works at this factory, does he?

Tony, bir dükkân veya bir fabrikada çalışmak istemiyordu.

Tony did not want to work in a shop or a factory.

Kaza meydana geldiğinde, o üç yıldır fabrikada çalışıyordu.

He had been working in the factory for three years when the accident occurred.

Bu yüzden o bu fabrikada çalışıyor, değil mi?

So she works at this factory, does she?

Hem babam hem de erkek kardeşim bu fabrikada çalışmaktadır.

Both my father and my brother work in this factory.

Onlar bu fabrikada her on dakikada bir araba üretirler.

At this factory, they produce a car every ten minutes.

Onlar o fabrikada kullanılmış yemek yağını sabun haline getirmektedirler.

They make used cooking oil into soap at that factory.

Annem bir fabrikada çalışıyor ve eve geldiğinde yorgun oluyor.

My mother works in a factory, and is tired when she comes home.

Tekstil fabrikasının pencereleri demir çubuklarla donatılmış bu yüzden fabrikada yangın çıktığında işçilerden çoğu öldü.

The textile factory's windows are fitted with iron bars so when a fire broke out inside the factory, most of the workers died.