Translation of "Elli" in English

0.020 sec.

Examples of using "Elli" in a sentence and their english translations:

Babam elli yaşında.

My father is fifty years old.

Okulumuz elli yıllıktır.

Our school is fifty years old.

Elli bin yıl önce,

Fifty thousand years ago,

Otobüs elli kişi alır.

The bus takes fifty people.

Uçakta elli yolcu vardı.

There were fifty passengers on the plane.

Otel elli misafir ağırlayabilir.

The hotel can accommodate fifty guests.

O, elli yıldır serviste.

He's been in the service for 50 years.

Otobüse elli kişi binebilir.

Fifty people can ride on the bus.

Yaklaşık elli dolar ödedim.

- I paid about 50 bucks.
- I paid about fifty dollars.

Elli tane yıldız var.

There are fifty stars.

Elli lira bozar mısın?

Do you have change for a fifty?

Yarışmada elli gönüllü var.

There are fifty participants in the competition.

Sadece elli kişi geldi.

Only fifty people came.

Birlikte elli devlet var.

There are fifty states in the union.

Onun elli doları vardı.

He had fifty dollars.

Amerika'da elli eyalet vardır.

There are fifty states in America.

Otobüste elli yolcu vardı.

There were fifty passengers in the bus.

Tom elli mekik yaptı.

Tom did fifty sit-ups.

Sami artık elli yaşında.

Sami is now fifty years old.

- Şehir Londra'nın elli mil kuzeyindedir.
- Şehir Londra'nın elli mil yukarısındadır.

The city is fifty miles above London.

- Bu oda elli kişi alma kapasitesindedir.
- Bu odada elli kişiliktir.

This room is capable of holding fifty persons.

O elli dolardan daha azdı.

It was less than fifty dollars.

Adam elli yıl ülkeyi yönetti.

The man controlled the country for fifty years.

Nehir karşıdan karşıya elli yardadır.

The river is fifty yards across.

Yarışta elli tane katılımcı vardı.

There were fifty entries for the race.

Otobüste elli tane yolcu vardı.

- There were fifty passengers on board the bus.
- There were fifty passengers in the bus.

Orada ancak elli kişi vardı.

There were barely fifty people there.

O, elli yaşın üzerinde olmalı.

He must be over fifty.

Toplam olarak elli kişi vardı.

There were fifty persons in all.

Amerikan bayrağında elli yıldız var.

- There are fifty stars in the American flag.
- There are fifty stars on the American flag.

Projeye elli dolar katkıda bulundu.

He contributed fifty dollars to the project.

Sadece elli metre ipim var.

I only have fifty meters of rope.

Paris'e elli kilometre uzakta bulunuyor.

It's fifty kilometers to Paris.

Emet şimdi yaklaşık elli yaşında.

Emet's about fifty now.

Bir dakikada elli kelime yazabilirim.

I can type 50 words a minute.

O elli beş kilogram ağırlığında.

She weighs fifty-five kilograms.

Ben elli sayfa daha okudum.

I read fifty pages further.

Yüz elli kişi maratona katıldı.

A hundred and fifty people took part in a marathon.

Mary elli yaşından büyük gözüküyor.

Mary seems older than fifty.

Babam zaten elli yaşından fazla.

My father is already more than fifty years old.

Bu köyde elli aile var.

There are fifty families in this village.

Bu otobüs elli kişi alabilir.

This bus can hold fifty people.

Bu otobüs elli yolcu taşıyabilir.

This bus can carry fifty passengers.

Bu kulüpte elli üye bulunmaktadır.

There are fifty members in this club.

O beni elli dolar kazıkladı.

He stiffed me for fifty bucks.

Bu kulübün elli üyesi var.

There are fifty members in this club.

Yaklaşık elli dolar ödeme yaptım.

- I paid about 50 bucks.
- I paid about 50 dollars.

Bebek yüz elli santimetre boyunda.

The baby is one-hundred and fifty centimeters tall.

Yüzde elli indirimle gömlek satıyor.

He sells shirts at a 50 percent discount.

Gömlekleri yüzde elli indirimli satıyor.

She sells shirts at a 50 percent discount.

- Yüz elli kişi maraton yarışına girdi.
- Maraton yarışına yüz elli kişi katıldı.

One hundred and fifty people entered the marathon race.

- Sen bana sadece elli sent verdin.
- Sen bana yalnızca elli sent verdin.

You gave me only fifty cents.

O çoktan elli yaşından daha fazla olduğunu, tam olarak elli beş olduğunu söyledi.

He said he was already more than fifty years old, fifty five, to be precise.

- Bu küçücük köyde elli tane aile yaşar.
- Bu küçücük köyde elli aile yaşıyor.

Fifty families live in this tiny village.

Yani altı yüz elli milyon kadın.

Six hundred and fifty million.

Sonraki elli yıl, Yunanların altın çağıydı.

The next fifty years were the golden age of classical Greece.

Ben o gün elli mil sürdüm.

I rode fifty miles that day.

Onun, tahminen, elli bin yeni var.

He has, say, fifty thousand yen.

Köpeğimi kısırlaştırmak için elli dolar harcadım.

- I spent fifty dollars to get my dog spayed.
- I spent fifty dollars to get my dog fixed.
- I spent fifty dollars to get my dog neutered.

Benim kentim, başkentten elli kilometre uzaklıktadır.

My city is fifty kilometres from the capital.

Tahminimce bizim öğretmen elli yaşın üzerinde.

I guess our teacher is over fifty years old.

Üye olmayanlar elli dolar daha ödeyecek.

Non-members pay 50 dollars more.

Sen bana sadece elli sent verdin.

You only gave me fifty cents.

Ülke nüfusu yaklaşık elli milyona ulaştı.

The population of the country is roughly estimated at 50,000,000.

Onlara elli avro borç verebilir misiniz?

Could you lend them fifty euros?

Her bir egzersiz elli defa yapılmalı.

Each exercise should be performed fifty times.

Boston'da elli dakikalık bir konaklamamız var.

We have a 50-minute layover in Boston.

O en fazla elli dolar ödeyecek.

She will pay up to fifty dollars.

Araba için yüzde elli peşin verdim.

I paid fifty percent down for the car.

Elli yapmak için dört daha gerekiyor.

Four more are needed to make fifty.

Amerikan bayrağının elli tane yıldızı vardır.

The American flag has fifty stars.

Senden elli dolar ödünç almak istiyorum.

I'd like to borrow fifty dollars from you.

O şapka elli dolara mal oldu.

That hat cost fifty dollars.

Jack elli mil yürümekten dolayı yorgundu.

Jack was tired from having walked fifty miles.

Hoover oyların yüzde elli sekizini kazandı.

Hoover won fifty-eight percent of the votes.

Şiddet olayında elli beş kişi öldü.

Fifty-five people died in the violence.

Çiftlik fiyatları yüzde elli beş düştü.

Farm prices had fallen fifty-five percent.

Dört yüz elli siyah pilot gruptaydı.

Four hundred fifty black pilots were in the group.

Tüm elli eyaletin kombine nüfusu nedir?

What is the combined population of all 50 states ?

O yaklaşık elli yaşında bir adamdı.

He was a man who was about fifty years of age.

Son elli yılda çok şey değişti.

A lot has changed in the past fifty years.

Telefo saatte yaklaşık elli kez çalıyor.

The phone rings approximately fifty times an hour.

Sular yüz elli gün yeryüzünü kapladı.

And the waters prevailed upon the earth a hundred and fifty days.

- Geçen yıl en az elli film seyrettim.
- Geçen yıl en az elli film izledim.

Last year, I saw at least fifty films.

Belki elli, belki yüz yıl sonra çocuklar

then in fifty years, in a hundred years,

elli beşinci saatte ilk hastasını kabul ediyor

accepts his first patient at fifty-fifth hour

Banka elli dolarlık çekinizi nakit olarak ödeyecek.

The bank will cash your fifty dollar check.

Son on yılda fiyatlar yüzde elli arttı.

Prices have risen by 50 percent during the past ten years.

O şapka yalaşık elli dolara mal oldu.

That hat cost around fifty dollars.

Babam elli yaşındayken nihayet araba sürmeyi öğrendi.

My father finally learned to drive when he was fifty.

“Doğum gününde kaç mum söndürdün?” “Elli altı.”

"How many candles did you blow out on your birthday?" "Fifty-six."