Translation of "Uçakta" in English

0.016 sec.

Examples of using "Uçakta" in a sentence and their english translations:

Uçakta uyuyamadım.

I couldn't sleep on the plane.

Uçakta görüşürüz.

See you on the plane.

Tom uçakta.

Tom is on the plane.

Uçakta uyumadım.

I didn't sleep on the plane.

Uçakta uyuyamam.

I can't sleep on airplanes.

Tom hangi uçakta?

What flight is Tom on?

Biz uçakta karşılaştık.

We met on the plane.

Uçakta uçmaktan korkuyor.

He is scared of flying on an airplane.

Ben uçakta uyudum.

I slept on the plane.

Hiç uçakta uçmadım.

I've never flown a plane.

Onlar bu uçakta.

They are on this plane.

Tom uçakta uyuyabilirdi.

Tom might've slept on the plane.

Tom bu uçakta.

Tom is on this plane.

Tom uçakta uyudu.

Tom slept on the plane.

Uçakta nadiren uyurum.

I rarely sleep on a plane.

Uçakta film var mı?

Are there movies on the plane?

Uçakta elli yolcu vardı.

There were fifty passengers on the plane.

Bunu uçakta taşıyabilir miyim?

Can I carry this on the plane?

Uçakta 150 yolcu vardı.

There were 150 passengers on the plane.

Tom bir uçakta doğdu.

Tom was born on a plane.

Şapkamı bir uçakta bıraktım.

I left my hat on the plane.

Uçakta kaç kişi vardı?

How many were on the plane?

Tom muhtemelen bir uçakta.

Tom is probably on a plane.

Sanırım Tom zaten uçakta.

- I think Tom is already on the plane.
- I think that Tom is already on the plane.

Uçakta filmler var mı?

Are there movies in an airplane?

Uçakta birkaç saat uyuyabildim.

I was able to sleep on the plane for a few hours.

Uçakta birkaç saat uyudum.

I slept on the plane for a couple of hours.

Ben bir uçakta uçmayacağım.

I won't fly in a plane.

Tom uçakta değildi ki.

Tom wasn't even on the plane.

Uçakta bir bomba var!

- There's a bomb on board!
- There is a bomb in the plane!

Bir uçakta asla uçmadım.

I've never flown in an airplane.

Uçakta bir bomba var.

There's a bomb on the plane.

Tom hiç uçakta uçmadı.

Tom has never flown in a plane.

Tom da bu uçakta.

Tom is on this plane, too.

Uçakta kaç yolcu vardı?

How many passengers were on the plane?

Uçakta kalmaya karar verdi.

I decided to stay on the plane.

Bu yüzden uçakta hiç uyumam.

So I never sleep on airplanes.

Kalp hastalığı onu uçakta yakaladı

heart disease caught him on the plane

O, bir uçakta uçmaktan korkuyor.

He is afraid to fly in an airplane.

Hiç uçakta başın döndü mü?

Have you ever felt dizzy on a plane?

Uçakta önceden yerlerinizi ayırttınız mı?

Have you already booked our seats on a plane?

Bir uçakta emniyet kemerlerini bağlamalısın.

You must fasten your safety belts in a plane.

İnsanlar uçakta uyumayı nasıl beceriyor?

How do people manage to sleep on the plane?

Ben uçakta birkaç saat uyudum.

I slept for a couple of hours on the airplane.

Bu uçakta 5 çıkış vardır.

There are 5 exits on this plane.

Bu uçakta pilot var mı?

Is there a pilot on this plane?

Hiç uçakta seyahat ettin mi?

Have you ever traveled in a plane?

Boston'a giden sonraki uçakta olacağım.

I'll be on the next plane to Boston.

Tom uçakta biraz uyumayı başardı.

Tom managed to get some sleep on the plane.

Uçakta bir kitap okumayı planlıyorum.

- I plan to read a book on the plane.
- I plan on reading a book on the plane.

Tom, uçakta birkaç saat uyuyabildi.

Tom managed to sleep a few hours on the plane.

Tom ve Mary bu uçakta.

Tom and Mary are on this plane.

Uçakta bir kitap okumayı düşünüyorum.

- I plan to read a book on the plane.
- I plan on reading a book on the plane.

Tom bu uçakta, değil mi?

Tom is on this plane, isn't he?

İşte, uçakta okuman için bir dergi.

Here's a magazine for you to read in the plane.

Uçakta bulunan beş yüz yolcu vardı.

The plane had five hundred passengers on board.

Sen ve ben aynı uçakta olacağız.

You and I'll be on the same flight.

Ben daha önce hiç uçakta bulunmadım.

I had never been on a plane before.

Bir uçakta asla "bomba" sözcüğünü söyleme.

Never say the word "bomb" on an airplane.

Harika, uçakta bir bebek çığlığı daha.

Great, another baby screaming on the airplane.

Bu uçakta kaç tane yolcu var?

How many passengers are on this plane?

Tom ve ben aynı uçakta olacağız.

Tom and I'll be on the same plane.

Hepimiz gerçekten aynı uçakta mı olacağız?

Are we all really going to be on the same plane?

Sanırım Tom benimle aynı uçakta olacak.

- I think Tom will be on the same plane as me.
- I think that Tom will be on the same plane as me.

Hostes uçakta doktor olup olmadığını sordu.

The stewardess asked if there was a doctor on the flight.

Uçakta okumak için bir dergi aldım.

I bought a magazine to read on the plane.

Uçakta okuyacak bir şeyin var mı?

Do you have something to read on the plane?

O uçakta iki kişilik rezervasyon yapabilir miyim?

Can I book two seats on that flight?

Ama o, uçakta senin yanında oturuyor muydu?

But was he sitting next to you on the plane?

Uçakta sürekli horlayan bir adamın yanında oturdum.

I sat next to a man on the airplane who snored the whole time.

Tom ve Mary uçakta birbirinin yanında oturuyordu.

Tom and Mary were sitting next to each other on the plane.

- Siperde ateist olmaz.
- Düşen uçakta ateist olmaz.

There are no atheists in foxholes.

Uçakta okumak için bir kitap almak istedim.

I wanted to buy a book to read on the plane.

Uçakta okumak için bir kitap almak istiyorum.

I want to buy a book to read on the plane.

Vay canına, düştüğü sırada bu uçakta olmak istemezdiniz.

Wow, you would not have wanted to be in this plane when it came down.

Tom bana uçakta okumak için bir kitap verdi.

Tom gave me a book to read on the plane.

- Bütün yolcular gemide mi?
- Bütün yolcular uçakta mı?

Are all the passengers on board?

Uçakta yanımda oturan adam bütün yol boyunca uyudu.

The man sitting next to me on the plane slept the whole way.

Bir uçakta uçup paraşütle atlamak istiyorsanız "Sağ"a tıklayın.

If you want to fly in an airplane and skydive, click "Right".

Bir uçakta uçup paraşütle atlamak istiyorsanız "Sağ"a basın.

If you want to fly in an airplane and skydive, tap "Right".

- Bir uçakta asla uçmadım.
- Ben bir uçak içinde hiç uçmadım.

- I've never flown in an airplane.
- I've never flown in a plane.

Tom o kadar şişman ki bir uçakta iki koltuğa ihtiyacı var.

Tom is so fat he needs two seats on an airplane.

Ben bir kez daha hava yoluyla gidersem uçakta beş kez uçmuş olurum.

If I go by air one more time, I'll have flown in an airplane five times.

- Gemide kaç kişi var?
- Uçakta kaç kişi var?
- Trende kaç kişi var?

How many people are on board?

Uçakta iki şişman adam arasında oturmak zorunda kaldığım zaman bundan nefret ederim.

I hate it when I have to sit between two fat guys on a plane.