Translation of "Edildiği" in English

0.008 sec.

Examples of using "Edildiği" in a sentence and their english translations:

Tahmin edildiği gibi hava güneşliydi.

It was sunny as predicted.

Kasabanın tahrip edildiği gerçeğinden habersizdi.

He was ignorant of the fact that the town had been destroyed.

Tom takip edildiği zannına kapıldı.

- Tom assumed that he was being followed.
- Tom assumed he was being followed.

Burası Sami'nin arabasının park edildiği yer.

This is where Sami's car was parked.

Bu, Tom'un arabasının park edildiği yer.

This is where Tom's car was parked.

Beyzbolun 1839'da Cooperstown'da icat edildiği söylenmektedir.

Baseball is said to have been invented in Cooperstown in 1839.

Asansör tamir edildiği için merdiveni kullanmak zorundayız.

We have to use the stairs, because the elevator is being repaired.

"üç yaşındayken babam Meksika'ya sınır dışı edildiği için

"I wish my teacher knew how much I miss my dad

Bana işkence edildiği için yapmadığım bir şeyi kabullendim.

I confessed to something I didn't do because I was being tortured.

Sapıklık bazen insanların ölüme mahkum edildiği bir suçtu.

Heresy was a crime for which people were sometimes sentenced to death.

Bob bazı kızların önünde tedavi edildiği için utandı.

Bob felt embarrassed when he was treated in front of some girls.

Gerçekten iddaa edildiği gibi uzaydan çekilmiş bir fotoğrafıda yok

not really in a photograph taken from space as claimed

Tüm uçuşlar iptal edildiği için Boston'dan bir otobüse binmek zorunda kaldım.

I had to take a bus from Boston because all the flights had been canceled.

O evin jartiyer yılanları ile istila edildiği ortaya çıkıyor. Her yerdeler.

- It turns out that that house is infested with garter snakes. They're everywhere.
- It turns out that house is infested with garter snakes. They're everywhere.

üzerinde olduğu tahmin edildiği için, kişi başına düşen geliri diğerlerinden daha yüksek,

70 thousand dollars annually per person in addition to the amenities provided by the

- Tom, kendisine söyledikleri kadar ücret almadı.
- Tom'a, kendisine taahhüt edildiği kadar ödeme yapılmamış.

Tom didn't get paid as much as they told him they'd pay him.

Maria, 35 yılı aşkın bir süredir arazide istihdam edildiği için, sütçülük hakkında her şeyi bilir.

Maria knows everything there is to know about dairying, having been employed in the field for over 35 years.