Translation of "Dolabına" in English

Kitabını dolabına koy.

Put your book in your locker.

Kitaplarını kilitli dolabına koy.

Put your books in your locker.

Tom kitaplarını kilitli dolabına koydu.

Tom put his books in his locker.

Tom dosya dolabına doğru yürüdü.

Tom walked over to the filing cabinet.

Lütfen faraşı süpürge dolabına koy.

Please put the dustpan in the broom closet.

Tom hol dolabına ceketini astı.

Tom hung his jacket in the hall closet.

Yeni bir elbise dolabına ihtiyacım var.

I need a new wardrobe.

Seni ecza dolabına yakın bir yerde istemiyorum.

I don't want you anywhere near the medicine cabinet.

Tom kazağını çıkardı ve onu dolabına koydu.

Tom took off his sweater and put it in his locker.

Tom Mary'nin dolabına içine bir not salıverdi.

Tom slipped a note into Mary's locker.

- Kitapları kitaplığa koyun.
- Kitapları kitap dolabına koy.

Put the books in the bookcase.

Sami, Leyla'nın ahşap dolabına bir sembol kazıdı.

Sami carved a symbol into Layla's wooden cabinet.

Sırt çantamı tren istasyonunda bozuk para dolabına bıraktım.

I left my pack in a coin locker at the train station.

Mary giyecek uygun bir şey bulmaya çalışarak dolabına baktı.

Mary looked through her closet trying to find something suitable to wear.