Translation of "Arabaları" in English

0.006 sec.

Examples of using "Arabaları" in a sentence and their english translations:

Bagaj arabaları nerede?

Where are the luggage carts?

Thomas arabaları sever.

Thomas loves cars.

Arabaları kaça ykayabilirsin?

How much can you make washing cars?

Tom arabaları sever.

Tom likes cars.

Arabaları iki yaşında.

Their car is two years old.

Onlar büyük arabaları seviyorlardı.

They liked large cars.

Alman arabaları çok popüler.

German cars are very popular.

Onun işi arabaları yıkamaktır.

His work is washing cars.

Yeni arabaları denemeyi severim.

I like to try new cars.

Onların işi arabaları yıkamaktır.

Their job is to wash the cars.

Onların işi arabaları boyamak.

Their job is to paint cars.

Onlar büyük arabaları sevdi.

They liked big cars.

Erkek kardeşim arabaları sever.

My brother likes cars.

Japon arabaları çok popülerdir.

Japanese cars are very popular.

Ben eski arabaları severim.

I like old cars.

Arabaları satmak benim işimdir.

Selling cars is my job.

Ben arabaları çok severim.

I am fond of cars.

Devriye arabaları alanının tamamını kapsamaktadır.

The patrol cars cover the whole of the area.

Alman arabaları en iyileri arasındadır.

German cars are among the best.

Tanıdığım bütün erkekler arabaları severler!

All the men that I know love cars!

Tanıdığım adamların hepsi arabaları seviyor!

All of the men that I know like cars!

Tom arabaları araba vapuruna yükledi.

Tom loaded the cars onto the ferryboat.

Birçok Amerikalı hızlı arabaları sever.

Many Americans like fast cars.

Hızlı arabaları sürmeyi sever misin?

Do you like to drive fast cars?

İkimiz de spor arabaları kullanıyoruz.

We both drive sports cars.

Sami'nin onarılması gereken arabaları vardı.

Sami had cars that needed fixing.

Bir arabaları yoksa, taksi ile gelirler.

If they don't have a car, they'll come by taxi.

Japon arabaları yurt dışında iyi satılır.

Japanese cars sell well overseas.

İkinci el arabaları nasıl alacağını biliyor.

He knows how to buy used cars.

Genellikle, Amerikalılar büyük arabaları tercih ederler.

Usually, Americans prefer big cars.

Tom'un ne tür arabaları olduğunu bilmiyorum.

I don't know what kind of car Tom has.

Polis, arabaları tek-tek kontrol ediyordu.

The policeman was checking the cars one-by-one.

Her şehide arabaları ve otobüsleri görebilirsin.

You can see cars and buses in every city.

Sami'nin oyuncakları onun arabaları ve tekneleriydi.

Sami's toys were his cars and boats.

Genelde Japon arabaları denizaşırı ülkelerde daha popüler.

Generally speaking, Japanese cars are popular overseas.

Er, ben sadece otomatik vitesli arabaları sürebilirim.

Er, I can only drive cars with an automatic transmission.

Dışarıda park edilmiş bazı polis arabaları var.

There are some police cars parked outside.

Arabaları sevmem, bu yüzden hep bisiklet kullanırım.

I don't like cars, so I always ride a bike.

Polisler genellikle caddede park etmiş arabaları görmezden gelirler.

The police usually close their eyes to cars parked on the street.

Tüm polis arabaları kurşun geçirmez cam ile donatılmış.

All the police cars were equipped with bulletproof glass.

- Tom'un arabaları sevdiğini biliyorsun.
- Tom'un arabalardan hoşlandığını biliyorsun.

- You know Tom likes cars.
- You know that Tom likes cars.

Hem Tom hem de Mary spor arabaları kullanıyor.

- Both Tom and Mary drive sports cars.
- Tom and Mary both drive sports cars.

- Sami'nin pahalı arabaları vardı.
- Sami pahalı arabalara sahipti.

Sami had expensive cars.

Su evleri arabaları ve bulunduğu her şeyi sürükleyerek götürüyor

water houses drag cars and everything they find

Genel olarak, Amerika'daki insanlar büyük arabaları tercih etme eğiliminde.

In general, people in America tend to prefer bigger cars.

Öfkeli kalabalık, arabaları devirdi ve mağazaların önündeki camları kırdı.

The angry mob overturned cars and smashed storefront windows.

Onlar arabaları park etmek için bir alanı çitle ayırdı.

They fenced off an area to park cars.

Bir sürü insan arabaları ilginç buluyor fakat ben hiçbiriyle ilgilenmiyorum.

A lot of folks find cars interesting, but I'm not interested in them at all.

Tom muhtemelen park ettiği yerin polis arabaları için ayrıldığını bilmiyor.

Tom probably doesn't know that where he parked is reserved for police cars.

Mary büyüyen bir erkek fatmaydı ve arabaları ve traktörleri onarmaktan hoşlanıyordu.

Mary was a tomboy growing up and liked to repair cars and tractors.

Biner. Evet bunu bilmiyor olabilirsiniz ama Renaullt arabaları Güney Kore'de Samsung tarafından

car. Yep, you might not know that, but Renault cars are manufactured by Samsung in South

Sadece 15 yıl önce tüm dünya Renault arabaları ya da Alcatel telefonları

entire GDP. Just 15 years ago, the whole world was buying Renault cars or Alcatel mobile

- Uzay arazi arabaları, Mars yüzeyinde en az 90 gün dayanacak şekilde dizayn edilmişlerdi.
- Roverlar Mars yüzeyinde en az 90 gün çalışabilecek biçimde tasarlandılar.

The rovers were designed to last a minimum of 90 days on the Martian surface.