Translation of "Caddesi'nde" in English

0.021 sec.

Examples of using "Caddesi'nde" in a sentence and their english translations:

Park Caddesi'nde yaşıyoruz.

We live on Park Street.

Tom Park Caddesi'nde çalışır.

Tom works on Park Street.

Artık Park Caddesi'nde çalışıyorum.

I'm now working on Park Street.

Tom'un okulu Park Caddesi'nde.

Tom's school is on Park Street.

Hâlâ Park Caddesi'nde yaşıyorum.

I'm still living on Park Street.

Şimdi Park Caddesi'nde yaşıyorum.

I'm now living on Park Street.

- Hâlâ Park Caddesi'nde mi Yaşıyorsun?
- Hâlâ Park Caddesi'nde mi yaşıyorsun?

- Are you still living on Park Street?
- Do you still live on Park Street?

- Tom hala Park Caddesi'nde yaşıyor.
- Tom hala Park Caddesi'nde oturuyor.

Tom is still living on Park Street.

- Hayır, artık Albert Caddesi'nde yaşamıyoruz.
- Hayır, artık Albert Caddesi'nde oturmuyoruz.

No, we don't live on Albert street anymore.

Biz hâlâ Park Caddesi'nde yaşıyoruz.

We're still living on Park Street.

Şu anda Park Caddesi'nde yaşıyorum.

I'm currently living on Park Street.

Park Caddesi'nde bir evim var.

I have a house on Park Street.

Trafik Park Caddesi'nde gerçekten kötü.

Traffic's really bad on Park Street.

- Eczane, Fresno Caddesi'nde.
- Eczane, Fresno Sokağı'nda.

The pharmacy is on Fresno Street.

Tom Park Caddesi'nde bir ofiste çalışırdı.

Tom used to work in an office on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde yaşadığından oldukça eminim.

I'm pretty sure Tom lives on Park Street.

Hâlâ Park Caddesi'nde yaşıyorsun, değil mi?

You're still living on Park Street, aren't you?

Tom uzun yıllar Park Caddesi'nde yaşıyordu.

Tom lived on Park Street for many years.

Tom'un, Park Caddesi'nde bir evi vardı.

Tom used to have a house on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde bir barı var.

Tom has a bar on Park Street.

Tom'a Park Caddesi'nde yaşamak istediğimi söyledim.

I told Tom that I wanted to live on Park Street.

Park Caddesi'nde iyi bir restoran var.

There's a good restaurant on Park Street.

Tom ve ben Park Caddesi'nde yaşıyoruz.

Tom and I live on Park Street.

Tom, Park Caddesi'nde bir daire kiralıyor.

Tom rents an apartment on Park Street.

Asla Park Caddesi'nde bir ev satın almazdım.

I would never buy a house on Park Street.

Park Caddesi'nde bir ev satın almayı düşünüyorum.

- I'm thinking of buying a house on Park Street.
- I'm considering buying a house on Park Street.

Park Caddesi'nde bir ev satın almak istiyorum.

I'd like to buy a house on Park Street.

Tom Park Caddesi'nde bir ev satın alacak.

Tom will buy a house on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde bir evi olduğunu bilmiyordum.

I didn't know that Tom had a house on Park Street.

Bir öğrenci, Basin Caddesi'nde bir araba tarafından ezildi.

A student was run over by a car on Basin Street.

Tom ve Mary Park Caddesi'nde bir daire kiraladı.

Tom and Mary rented an apartment on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde çok güzel bir evi var.

Tom has a very nice house on Park Street.

Hem Tom hem de ben Park Caddesi'nde yaşıyoruz.

- Both Tom and I live on Park Street.
- Tom and I both live on Park Street.

Karanlıktan sonra Park Caddesi'nde yalnız yürümenin tehlikeli olduğunu duydum.

I've heard that it's dangerous to be walking alone on Park Street after dark.

Park Caddesi'nde bir ev satın alacak kadar zengin değiliz.

We aren't rich enough to buy a house on Park Street.

Tom'un Park Caddesi'nde bir ev satın aldığını biliyor muydun?

Did you know Tom bought a house on Park Street?

Tom ve Mary'nin Park Caddesi'nde evlerinin olduğunu biliyor muydunuz?

- Did you know that both Tom and Mary have houses on Park Street?
- Did you know that Tom and Mary both have houses on Park Street?
- Did you know Tom and Mary both have houses on Park Street?

Dün öğleden sonra Park Caddesi'nde korkunç bir kaza oldu.

There was a horrible accident on Park Street yesterday afternoon.

- Hala Park Caddesinde mi yaşıyorsun?
- Hâlâ Park Caddesi'nde mi yaşıyorsun?

Are you still living on Park Street?

Tom ve ben Park Caddesi'nde bir ev satın alacak kadar zengin değiliz.

Tom and I aren't rich enough to buy a house on Park Street.