Translation of "Bekliyorlar" in English

0.006 sec.

Examples of using "Bekliyorlar" in a sentence and their english translations:

Seni bekliyorlar.

They're waiting for you.

Onlar bizi bekliyorlar.

They're waiting for us.

Onların hepsi bekliyorlar.

They're all waiting.

Onlar seni bekliyorlar.

They're expecting you.

Onlar yağmur bekliyorlar.

They're predicting rain.

- Kapının önünde senin için bekliyorlar.
- Kapının önünde seni bekliyorlar.

They are waiting for you in front of the door.

Sadece fırtınanın geçmesini bekliyorlar.

They are just waiting for the storm to pass.

Tom ve Mary bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting.

Onlar ne için bekliyorlar?

What are they waiting for?

İnsanlar gün batımını bekliyorlar.

People are waiting for the sunset.

Onlar bir cevap bekliyorlar.

They're waiting for an answer.

Onlar benim aramamı bekliyorlar.

They're waiting for my call.

İnsanlar daha fazlasını bekliyorlar.

People are expecting more.

Arkadaşların dışarıda seni bekliyorlar.

Your friends are waiting outside for you.

Öğrenciler yaz tatilini sabırsızlıkla bekliyorlar.

The students are looking forward to the summer vacation.

Ebeveynleri ondan çok şey bekliyorlar.

His parents expect too much of him.

Tom ve Mary hala bekliyorlar.

Tom and Mary are still waiting.

Annem ve babam beni bekliyorlar.

My parents are waiting for me.

Daha ne kadarını almamızı bekliyorlar?

How much more do they expect us to take?

Tom ve Mary dışarıda bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting outside.

Tom ve Mary seni bekliyorlar.

Tom and Mary are expecting you.

Tom ve Mary arabada bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting in the car.

Tom ve Mary lobide bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting in the lobby.

Onlar nasıl bizim hayatta kalmamızı bekliyorlar?

How do they expect us to survive?

Onların her ikisi de bebek bekliyorlar.

They're both expecting babies.

Tom ve Mary, John'la birlikte bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting with John.

Tom ve Mary bitişik odada bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting in the next room.

Onlar bizi yarın 2.30'da bekliyorlar.

They expect us tomorrow at 2:30.

Tom ve Mary bir bebek bekliyorlar.

- Tom and Mary are expecting a baby.
- Tom and Mary are having a baby.

Bizi yarın saat 2.30'da bekliyorlar.

They expect us tomorrow at 2:30.

Tom ve Mary ilk çocuklarını bekliyorlar.

Tom and Mary are expecting their first child.

Onlara bir şans daha verecek kişileri bekliyorlar,

they want someone to give them a chance again,

Onlar uzun beyaz evin yanında seni bekliyorlar.

They are waiting for you next to the long white house.

Tom ve Mary bu akşam ziyaretçi bekliyorlar.

Tom and Mary are expecting visitors this evening.

Çok sayıda insan ne olacağını görmek için bekliyorlar.

A lot of people are waiting to see what is going to happen.

Tom ve Mary gelecek ay ilk çocuklarını bekliyorlar.

Tom and Mary are expecting their first child next month.

Onlar bir Amerikalının beyaz bir kişi olmasını bekliyorlar.

They expect an American to be a white person.

Tom ve Mary, düğünlerine katılmak için çok fazla insan bekliyorlar.

Tom and Mary are expecting a lot of people to attend their wedding.

Aynı şeyleri tekrar inşa etmek yerine daha iyisini yapacak kişileri bekliyorlar.

not to just build it back, but build it better than before.

- Tom ve Mary bizi bekliyor.
- Tom ve Mary bizim için bekliyorlar.

Tom and Mary are waiting for us.