Translation of "Kucakladı" in English

0.007 sec.

Examples of using "Kucakladı" in a sentence and their english translations:

Kız, bebeğini kucakladı.

The girl hugged her doll.

Beni sıkıca kucakladı.

He gave me a big hug.

Tom oğlunu kucakladı.

Tom embraced his son.

Tom babasını kucakladı.

- Tom embraced his father.
- Tom hugged his father.

Tom beni kucakladı.

Tom gave me a big hug.

Tom, Mary'yi kucakladı.

Tom embraced Mary.

Onlar birbirlerini kucakladı.

- They hugged.
- They embraced each other.

Onlar onu kucakladı.

They hugged her.

Tom Mary'yi kucakladı.

Tom gave Mary a big hug.

Yerleşimciler Hıristiyan dinini kucakladı.

The settlers embraced the Christian religion.

Küçük çocuk köpeğini kucakladı.

The little boy embraced his dog.

O, oğlunu içtenlikle kucakladı.

He embraced his son warmly.

Kız şevkâtle bebeğini kucakladı.

The girl squeezed her doll affectionately.

O, ayrılmadan önce akrabalarının kucakladı.

He embraced his relatives before he left.

Tom ve Mary birbirlerini kucakladı.

- Tom and Mary hugged.
- Tom and Mary embraced each other.

Tom Mary'yi samimi bir şekilde kucakladı.

Tom gave Mary a friendly hug.

Tom Mary'yi kucakladı ve yanağından öptü.

Tom gave Mary a hug and a kiss on the cheek.

- O kız, bebeğini kucakladı.
- O kız, bebeğine sarıldı.

That girl hugged her doll.

Mary Tom'u kucakladı ve ona bir öpücük verdi.

Mary gave Tom a big hug and a kiss.

Tom'un babası onu kucakladı ve onu sevdiğini söyledi.

Tom's dad hugged him and said that he loved him.

Mary'nin babası onu kucakladı ve onu sevdiğini söyledi.

Mary's dad hugged her and said that he loved her.