Translation of "Bavulu" in English

Bavulu kapattık.

We've closed the suitcase.

Bavulu suyla doluydu.

His suitcase was full of water.

O kimin bavulu?

Whose suitcase is that?

Bu bavulu açtıramam.

I can't get this suitcase open.

Ona bavulu taşıttım.

I made him carry the suitcase.

Biz bavulu kapattık.

We closed the suitcase.

Neredeyse bavulu kapatamadım.

I almost couldn't close the suitcase.

Tom'un bavulu nerede?

Where's Tom's suitcase?

Tom'un bavulu kayıp.

Tom's suitcase is missing.

Bu kimin bavulu?

Whose suitcase is this?

Mike kendisi bavulu taşıyabildi.

Mike managed to carry the suitcase by himself.

Onların bavulu var mı?

Do they have their suitcase?

Tom'un bavulu yatağın üzerinde.

Tom's suitcase is on the bed.

Bavulu yalnız taşıyabilir misiniz?

Can you manage to carry the suitcase by yourself?

Bu bavulu tek başıma taşıyamıyorum.

- I cannot carry this suitcase by myself.
- I can't carry this suitcase by myself.

Tom her iki bavulu taşıdı.

Tom carried both suitcases.

Bavulu açamayasın diye anahtarı gizleyeceğim.

I shall hide the key so that you cannot open the suitcase.

Tom bavulu taşımama yardım etti.

Tom helped me to carry the trunk.

Bavulu bana verir misiniz lütfen?

Would you hand me the suitcase, please?

Ona bavulu nereye bırakacağını gösterdi.

He showed him where to leave the suitcase.

Tom'un bavulu çok ağır değildi.

Tom's suitcase wasn't very heavy.

Tom'un bavulu çok ağır görünüyor.

Tom's suitcase looks very heavy.

Bunun Tom'un bavulu olduğundan emin misin?

Are you sure this is Tom's suitcase?

Bu bavulu taşımama yardım eder misiniz?

Would you mind helping me carry this suitcase?

O ağır bavulu kendiniz taşıyabilir misiniz?

Can you manage to carry that heavy suitcase by yourself?

Bu eski bavulu Tom'a verebilir miyim?

Would it be OK if I gave Tom this old suitcase?

- Bu bavulu al.
- Bu valizi al.

Take this suitcase.

Bu bavulu taşımama yardımcı olur musunuz lütfen?

Will you please help me carry this suitcase?

Tom'un bavulu yok, o yüzden benimkini ödünç aldı.

Tom doesn't have a suitcase, so he borrowed mine.

Tom her iki bavulu da kendi başına taşımayı başardı.

Tom managed to carry both suitcases by himself.

- Bavulu taşımama yardım et.
- Bir el at da şu valizi taşıyalım.

Give me a hand with this suitcase.