Translation of "Bakışı" in English

0.003 sec.

Examples of using "Bakışı" in a sentence and their english translations:

O bakışı biliyorum.

I know that look.

Yüzünde dalgın bir bakışı vardı.

She has an absent look on her face.

O bakışı daha önce gördüm.

I've seen that look before.

Yüzünde sert bir bakışı vardı.

He had a hard look on his face.

Liberalizmin uluslararası ilişkilere bakışı farklıdır.

Liberalism has a different approach to international relations.

Onun yüzündeki o bakışı unutamam.

I can't forget that look on her face.

Bir köpeğin sadece bakışı onu korkuttu.

The mere sight of a dog made her afraid.

Sami'nin tüyler ürpertici bir bakışı vardı.

Sami had a creepy look.

Tom, Mary'nin yüzünde bir şaşkınlık bakışı gördü.

Tom saw a look of confusion on Mary's face.

Juno Jüpiter'in kutuplarında ilk yakın bakışı sağlayacak.

Juno will provide the first close look at Jupiter's poles.

Biz uzun zaman önce genel bakışı kaybetmiştik.

We had lost the overview a long time ago.

Fakat ilk bakış her zaman ikinci bir bakışı gerektirir.

But a first look always warrants a second.