Translation of "Arabalarını" in English

0.003 sec.

Examples of using "Arabalarını" in a sentence and their english translations:

Arabalarını hiç yıkamazlar.

They never wash their car.

Onlar gerçekten arabalarını seviyorlar.

They really like their cars.

Arabalarını satmakta acele etmiyorlar.

They're in no hurry to sell their car.

Arabalarını her hafta yıkarlar.

They wash their cars every week.

Kamyonları, uçakları, kağnı arabalarını tartabiliriz.

We can weigh trucks, airplanes and oxcarts.

Onlar arabalarını tamir etmek zorundalar.

They have to repair their car.

Onlar her cumartesi arabalarını yıkar.

They wash their car every Saturday.

Marika Japon arabalarını sever mi?

Does Marika like Japanese cars?

Tom ve Mary arabalarını boyattı.

Tom and Mary have to get their car painted.

Onlar, arabalarını tamir ettiğim insanlardır.

Those are the people whose car I repaired.

Onlar arabalarını satmamaya karar verdiler.

They decided not to sell the car.

Tom ve Mary arabalarını yıkamadılar.

Tom and Mary didn't wash their car.

Cezayirliler Alman arabalarını çok seviyorlar.

Algerians love German cars so much.

İngiliz arabalarını yabancı olanlara tercih ederim.

I prefer English cars to foreign ones.

Tom ve Mary arabalarını boyamak zorunda.

Tom and Mary have to paint their car.

Onlar arabalarını işe gitmek için kullanabilirlerdi.

They could use their cars to drive to work in the city.

Tom ve Mary arabalarını park ettiler.

Tom and Mary parked their car.

İşçilere şirket arabalarını eve götürmelerine izin veriyoruz.

We authorize the workers to take company cars home.

Onlar arabalarını daha çevre dostu yapmaya çalışıyorlar.

They're trying to make their car more environmentally friendly.

Örneğin, VOLVO arabalarını yapan İsveç'e bakalım. Çinli bir

For instance, other countries like Sweden had big like VOLVO CARS. Nonetheless, when

O çok pratik bir insan olduğu için, sık sık onun arkadaşlarının arabalarını tamir eder.

As she's a very practical person, she often fixes her friends' cars.