Translation of "Allah'ın" in English

0.008 sec.

Examples of using "Allah'ın" in a sentence and their english translations:

- Allah'ın sabrını deneme!
- Allah'ın sabrını denemeyin.

- Don't try the patience of God!
- Don't try God's patience.

Allah'ın hakkı üçtür.

- These things always happen in threes.
- All good things come in threes.

O Allah'ın elinde.

It's in God's hands.

Sen Allah'ın cezasısın.

You're bleeding.

Allah'ın isteği sorgulanamaz.

God's will is unquestionable.

İsa, Allah'ın elçisidir.

Jesus is a messenger of God.

Müzik Allah'ın bir hediyesidir.

Music is a gift from God.

Allah'ın bereketi üzerinize olsun.

May the blessings of God be upon you.

Allah'ın varlığına inanıyor musun?

Do you believe in the existence of God?

- İnşallah.
- Kısmetse.
- Allah'ın izniyle.

God willing...

Allah'ın var olduğuna inanmıyorum.

- I do not believe in the existence of God.
- I do not believe that God exists.
- I don't believe that God exists.

Allah'ın hikmetinden sual olunmaz.

God works in mysterious ways.

Onlar Allah'ın gösterdiği yola değilde

they are not the path shown by Allah.

Allah'ın gözünde tüm insanlar eşittir.

In God's eyes all men are equal.

Allah'ın gözü küçük olanlar koruyor.

The eye of God watches over the little ones.

Allah'ın var olduğuna inanıyor musun?

- Do you believe that God exists?
- Do you believe God exists?

O, Allah'ın kanunlarına göre yaşıyor.

He lives according to God's laws.

- Allah'ın izniyle.
- Allah izin verirse.

God willing...

İslamiyete göre Allah'ın koyduğu kurallara göre

According to Islam, according to the rules set by Allah.

- Esirgeyen ve bağışlayan Allah'ın adıyla.
- Bismillahirrahmanirrahim.

In the name of Allah, the Beneficent, the Merciful.

Her şey Allah'ın isteğine göre olur.

Everything happens according to the will of God.

Ben Allah'ın kuluyum ve onun parçasıyım.

I am God's creature and of Him I am part.

Hiçbir şey Allah'ın bilgisi olmadan gerçekleşmez.

Nothing happens without God's knowledge.

Onun, Allah'ın yasalarını ihlal ettiğine inanıyorlardı.

They believed it violated the laws of God.

Tom, Allah'ın yardımı için dua etti.

Tom prayed for God's help.

Bunu her Allah'ın günü yapmak istemiyorum.

I don't want to do it every single day.

- Bir Allah'ın kulu yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.

There wasn't a soul.

Yapayalnızdı, ortalıkta tek bir Allah'ın kulu yoktu.

He was completely alone; there wasn't a soul about.

Allah'ın selamı, rahmeti ve bereketi üzerinize olsun.

Peace, mercy and blessings of God be upon you.

Allah'tan başka tanrı yoktur. Muhammed Allah'ın elçisidir.

There is no god but God. Muhammad is the messenger of God.

Allah'ın siktir ettiği yerde küçük bir kasaba.

It's a small town in the middle of nowhere.

Müslümanlar Hz. Muhammed'in Allah'ın resulü olduğuna inanır.

Muslims believe that Muhammad is God's messenger.

Müslümanlar İsa'nın Allah'ın elçilerinden biri olduğuna inanır.

Muslims believe that Jesus was one of God's messengers.

- Biz Allah'ın varlığına inanıyoruz.
- Biz Tanrı'nın varlığına inanıyoruz.

We believe in the existence of God.

- Burada bir Allah'ın kulu yok.
- Burada kimsecikler yok.

- No one is here.
- Not a soul is here.

Rahman ve rahim olan Allah'ın adı ile başlarım.

- In the name of God, The most Gracious, The most Merciful.
- In the name of God, Most Gracious, Most Merciful.
- In the name of God, the Gracious, the Merciful.

Onlar misafirleri ağırlamak için Allah'ın emrini yerine getiriyorlar.

They are fulfilling the commandment to host guests.

- Sami esmaülhüsnayı ezberledi.
- Sami Allah'ın 99 ismini ezberledi.

Sami memorized the 99 names of Allah.

Allah'tan başka bir ilâh yoktur ve Muhammed, Allah'ın elçisidir.

There is no god but God, and Muhammad is the messenger of God.

Allah'ın affettiği kuluna siz nasıl olur da acı çektirirsiniz?

How can you hurt the servant that Allah has forgiven?

- Müslümanlar Allah'ın birliğine inanır.
- Müslümanlar tek bir Tanrı'ya inanır.

- Muslims believe there is only one God.
- Muslims believe that there is only one God.

Yaratan, terbiye eden ve bağışlayan Allah'ın ismi ile sözüme başlıyorum.

I begin my discourse with the Name of God ,Creator , Nourisher , Pardoner.

- Her yaratık, Tanrı'nın bir sözüdür.
- Her mahlukat, Allah'ın bir ayetidir.

Every creature is a word of God.

- Avustralya'da tanıdığım tek insan sensin.
- Avustralya'da tanıdığım bir Allah'ın kulu sensin.

You're the only person I know here in Australia.

- Tanrının sizin için bir planı var.
- Allah'ın senin için bir planı var.

God has a plan for you.

- Görünürde kimse yoktu.
- İn cin top oynuyordu.
- Tek bir Allah'ın kulu yoktu.
- Kimsecikler yoktu.
- Etrafta hiç kimseler yoktu.

There wasn't a soul in sight.

"Yüzün BBC'nin her yerinde, Dima!"Al-Sayip bağırdı. "Onlar 25 adamla uyuduğunu va sonra onları öldürdüğünü söylüyorlar! Allah'ın belası bunu nasıl yaptın!

"Your face is all over the BBC, Dima!" Al-Sayib exclaimed. "They say you slept with 25 men and then killed them! How the heck did you do that?!"

Ben saydam bir göz küresi olurum; ben hiçbir şeyim; Ben her şeyi görürüm; Evrensel varlığın akımları beni dolaşır; Ben Allah'ın parçası ya da parçacığıyım.

I become a transparent eyeball; I am nothing; I see all; the currents of the Universal Being circulate through me; I am part or particle of God.

Ben gençken bir bisiklet için dua ederdim. Sonra Allah'ın bu şekilde çalışmadığını fark ettim. Bu yüzden bir bisiklet çaldım ve affetmesi için dua ettim.

When I was young I used to pray for a bike. Then I realized that God doesn't work that way. So I stole a bike and prayed for forgiveness.