Translation of "Alanına" in English

0.003 sec.

Examples of using "Alanına" in a sentence and their english translations:

Sonsuz ihtimalin, sonsuz yaratıcılığın alanına,

which is the field of infinite possibilities, infinite creativity,

Tom kaza alanına geri döndü.

Tom returned to the crash site.

Philae'nin iniş alanına Agilkia adı verildi.

Philae's landing site was named Agilkia.

Ne kadar depolama alanına ihtiyacınız var?

How much storage space do you need?

Tom oynamak için oyun alanına gitti.

Tom went to the playground to play.

Vidin Despotluğu Osmanlı alanına girmeye zorlandı ve

The Despotate of Vidin was forced into the Ottoman sphere and the Danubian fortresses

Piknik alanına kara yolu ile kolayca ulaşılabilir.

The picnic area is easily accessible by road.

- Sami şantiyeye gitti.
- Sami inşaat alanına gitti.

Sami went to the construction site.

Tom yollar kapalı olduğu için kayak alanına gidemedi.

Tom couldn't get to the ski area because the roads were closed.

O zaman savaş alanına gitmeyi reddetseydi, hâlâ hayatta olurdu.

He would still be alive had he refused to go to the battlefield then.

Yaklaşık dört avroluk bir hükümet var. harcamalar ilgi alanına gider.

Almost one in four euros that the government spends goes towards interests....

Yörüngede birden çok yer çekimi ve etki alanına maruz kalmıştır üstelik

It has been exposed to multiple gravitational and impact areas in orbit, moreover

Acele etsek iyi olur yoksa biz kamp alanına ulaşmadan önce fırtınaya yakalanırız.

We had better hurry or we'll be caught in the storm before we reach the camping site.

Perseidler, Dünya'nın Swift-Tuttle kuyruklu yıldızının geride bıraktığı enkaz alanına girmesiyle oluşur.

The Perseids occur when Earth enters the debris field left behind by the comet Swift-Tuttle.

şu anda Danimarka'daki küçük Lejre köyü olan Kral Hrolf'un mahkemesinin geleneksel alanına bakmaya başladı .

site of King Hrolf’s court, which is now the small village of Lejre in Denmark.

- Gemi yakında öründü.
- Gemi yakında ortaya çıktı.
- Gemi yakında görüş alanına girdi.
- Gemi yakında görüş açısına girdi.

The ship soon came into view.