Translation of "Alacağız" in English

0.012 sec.

Examples of using "Alacağız" in a sentence and their english translations:

Onu alacağız.

We'll take him.

Arabamı alacağız.

We'll take my car.

Sıradakini alacağız.

We'll get the next one.

Yardım alacağız.

We'll get help.

Bunu alacağız.

We'll take it.

Seni alacağız.

I'll pick you up.

Onları alacağız.

I'll pick them up.

Alabileceğimizi alacağız.

We'll take what we can get.

- O şansı alacağız.
- O fırsatı alacağız.

We'll take that chance.

Ve boya alacağız.

and we're going to get some paints.

Yarın karnelerimizi alacağız.

Tomorrow we will receive our report cards.

Size biraz alacağız.

We're going to get you some.

Biz yardım alacağız.

We're going to get help.

Tom'u geri alacağız.

We're going to get Tom back.

Yolda Tom'u alacağız.

We'll pick Tom up on the way.

O riski alacağız.

We'll take that risk.

İhtiyacımız olanı alacağız.

We'll take what we need.

Onu dikkate alacağız.

- We'll take that into consideration.
- We'll take that under consideration.

Paranı geri alacağız.

We'll get your money back.

Her tedbiri alacağız.

We'll take every precaution.

Bunu satın alacağız.

We can buy it.

Biz bunu alacağız.

We'll get this one.

Biz yenilerini alacağız.

We'll get new ones.

Hislerinizi dikkate alacağız.

We'll take your feelings into account.

Yarın kanıtımızı alacağız.

Tomorrow we'll get our proof.

Biz onu alacağız.

We're going to get that.

Bir tane alacağız.

We'll get one.

Yolda onları alacağız.

We'll pick them up on the way.

Yolda onu alacağız.

- We'll pick him up on the way.
- We'll pick her up on the way.

Onları geri alacağız.

We're going to get them back.

Onu geri alacağız.

We're going to get him back.

Onları derhal alacağız.

We'll get them right away.

Bundan zevk alacağız.

We'll enjoy this.

Biz ekmek alacağız.

We will buy bread.

Size biraz yardım alacağız.

We're going to get you some help.

İkinci bir şans alacağız.

We'll get another chance.

Hemen onu sana alacağız.

We'll get that to you right away.

Biz biraz daha alacağız.

We'll get some more.

Onu bu kez alacağız.

We'll get it this time.

Merak etme. Parayı alacağız.

Don't worry. We'll get the money.

Biz birlikte duş alacağız.

We're going to take a shower together.

Seni daha sonra alacağız.

I'll pick you up later.

Onları daha sonra alacağız.

I'll pick them up later.

Biz iyi notlar alacağız.

We'll get good grades.

Daha fazla yağmur alacağız.

We're going to have more rain.

Yakında Noel ağacımızı alacağız.

We'll be taking down our Christmas tree soon.

Bu gece biletleri alacağız.

We're buying the tickets tonight.

Başka yollarla istediğimizi alacağız.

We will get the result we want by other means.

Sonuçları ne zaman alacağız?

When will we get the results?

En kısa sürede seni alacağız.

We'll pick you up as soon as we can.

Biz biraz parafin satın alacağız.

We'll buy some paraffin.

Bize bazı araçlar ödünç alacağız.

I'll borrow us some tools.

Biz başka bir tane alacağız.

We'll get another one.

Biz onları dinlemek için alacağız.

We'll get them to listen.

Biz onu onlardan geri alacağız.

We'll get it back from them.

Biz hızlı bir mola alacağız.

We're going to take a quick break.

Bugün bir Fransızca ders alacağız.

Today we are going to have a French lesson.

- Bundan öğreneceğiz.
- Bundan ders alacağız.

We're going to learn from this.

Mevcut durumu nasıl ele alacağız?

How do we deal with the current situation?

Kendimize bir araba satın alacağız.

- We are gonna buy ourselves a car.
- We're going to buy ourselves a car.

Sorunu onlarla yarın ele alacağız.

We'll discuss the problem with them tomorrow.

Hastalığa yakalananları nerede tedavi altına alacağız

Where will we treat those who get sick?

Parti için bir fıçı bira alacağız.

We'll get a keg of beer for the party.

Bu hafta ödeme alacağız gibi görünmüyor.

It doesn't look like we'll get paid this week.

İngilizce konuşmayı bilen birini işe alacağız.

We will employ a man who can speak English.

Sana ihtiyacın olan bir şey alacağız.

We'll get you anything you need.

Burada elimizden geldiği kadar uzun alacağız.

We'll stay here for as long as we can.

Onlar için biraz parafin satın alacağız.

We'll buy some paraffin for them.

Bu sorunu üçüncü bölümde ele alacağız.

- We will deal with this problem in Chapter Three.
- We'll deal with this problem in Chapter 3.

Nasıl herkes için yeterli yiyecek alacağız?

How are we going to get enough food for everyone?

Gelecek hafta yeni bir araba alacağız.

- Next week, we'll buy a new car.
- Next week, we're going to buy a new car.

Gelecek hafta yeni bir araba satın alacağız.

- We will purchase a new car next week.
- We'll purchase a new car next week.

Biz her biri için bir araba alacağız.

We'll buy one car for each.

New Osaka otelinde durup Sayın Takakura'yı alacağız.

- We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.
- We'll stop at the New Osaka Hotel and pick Mr. Takakura up.

Önümüzdeki hafta yeni bir araba satın alacağız.

We will purchase a new car next week.

Biz, gelecek hafta yeni bir araba alacağız.

- We will purchase a new car next week.
- We'll buy a new car next week.
- We'll purchase a new car next week.

Bugün biz yeni yoğun bakımlara nasıl insanları alacağız

how are we going to get new intensive care people today

Sanırım geçen hafta baktığımız o evi satın alacağız.

I think we'll buy that house we were looking at last week.

Biz önümüzdeki hafta yeni bir araba satın alacağız.

We'll buy a new car next week.

Tom ve ben yeni bir araba satın alacağız.

Tom and I are going to buy a new car.

Bir av ya da hedef dediğimiz bir şey alacağız.

We're going to take a prey, or what we sometimes call a target.

Biz yiyecek bir şeyler alacağız. Bizimle gitmek istiyor musun?

We're going to get something to eat. Do you want to go with us?

Biz Yeni Osaka otelinde duracağız ve Bay Takakura'yı alacağız.

We'll stop at the New Osaka Hotel and pick up Mr Takakura.

Bu iyi hava devam ederse, iyi bir ürün alacağız.

We'll have a good crop if this good weather keeps up.

Görünüşe göre, biz iki ay içerisinde bir artış alacağız.

Apparently, we'll be getting a raise within two months.

Biz aralık ayında veya belki şubat ayında biraz kar alacağız!

We'll take some snow in December, or maybe February!

- Sana başka bir balon alırız.
- Sana başka bir balon alacağız.

We'll get you another balloon.

- Biz sizin için karar vereceğiz.
- Biz senin için karar alacağız.

We'll make the decision for you.

Ancak, düz haritalar kullandığımız sürece projeksiyonların saçmalıklaını ele alacağız, şunu unutmayın:

But as long we use flat maps, we will deal with the tradeoffs of projections, Just remember:

- Bunu yaptığımız için ek ücret alacağız.
- Bunu yaptığımız için bize ekstra para ödenecek.

We'll get paid extra for doing that.

"İstediğiniz tüm toprakları alın " dedi Aborjin şefi. "Oh hayır," dedi İngiliz general, "Biz sadece bir ada alacağız" "Ve hangi adayı ?" diye sordu Aborjin şefi. "Sadece Avustralya" diye yanıtladı İngiliz general.

"Take all the land you want", said the Aborigine chief. "Oh no," said the English general, "we will take just an island." "And which island?" asked the Aborigene chief. "Just the island of Australia," replied the English general.