Translation of "Alırız" in English

0.006 sec.

Examples of using "Alırız" in a sentence and their english translations:

Biz CD'ler alırız.

We buy CDs.

Ekmek satın alırız.

We buy bread.

Malzemeleri Malezya'dan alırız.

We get the materials from Malaysia.

Ders kitaplarını nereden alırız?

Where do we get the textbooks?

Biz telefon siparişleri alırız.

We take telephone orders.

Biz % 3 komisyon alırız.

We charge a commission of 3%.

Haziranda çok yağmur alırız.

We have a lot of rain in June.

Bir sürü istek alırız.

We get a lot of requests.

Biz onu ücretsiz alırız.

We get it for free.

Her kararı birlikte alırız.

We make every decision together.

Ve bu riskleri ciddiye alırız.

and we take those risks seriously.

Biz yumurtaları düzine ile alırız.

We buy eggs by the dozen.

Onlardan çok şey satın alırız.

We buy a lot of things from them.

Biz toptan kırtasiye satın alırız.

We buy stationery in bulk.

Biz her zaman risk alırız.

We take risks all the time.

Umarım yakında biraz yağmur alırız.

I hope we get some rain soon.

Biz Pfirsichbaeumchen'den Almanca sözlükleri ödünç alırız.

We borrow German dictionaries from Pfirsichbaeumchen.

Toptan alırız ve tasarrufları sana veririz.

We buy in bulk and pass the savings on to you!

Tom'la beraber şarkı söylemekten keyif alırız.

Tom and I enjoy singing together.

Tom ve ben kararları birlikte alırız.

Tom and I make decisions together.

Tom ve ben birbirimizle konuşmaktan zevk alırız.

Tom and I enjoy talking with each other.

Amerika'da, biz genellikle yumurtayı düzine ile alırız.

In America, we usually buy eggs by the dozen.

İspanya'da ve Fransa'da her gün taze ekmek alırız.

In Spain and France, we buy fresh bread every day.

Tom ve ben birlikte yürüyüşe çıkmaktan keyif alırız.

Tom and I enjoy taking walks together.

Eğer çabuk hareket etmezsek durumun kontrolünü kaybetmeyi göze alırız.

We risk losing control of the situation if we don't act quickly.

- Sana başka bir balon alırız.
- Sana başka bir balon alacağız.

We'll get you another balloon.

Biz genellikle bir dilim ekmek ve bir fincan kahve alırız.

We usually have a slice of bread and a cup of coffee.

- Kışın burada çok kar olur.
- Kışın burada çok kar alırız.

- We get a lot of snow here in winter.
- We get a lot of snow here in the winter.

- O kadar çok işimiz var ki alabileceğimiz her türlü yardımı kabul ederiz.
- O kadar yoğunuz ki alabileceğimiz herhangi bir yardımı alırız.

We are so busy we'd take any help we could get.