Translation of "Acıtıyor" in English

Dur. Acıtıyor.

Stop. It hurts.

O acıtıyor.

That hurts.

Konuşmak acıtıyor.

It hurts to talk.

Ayakkabılarım acıtıyor.

My shoes hurt.

Elim gerçekten acıtıyor.

My hand really hurts.

Güneşin ışıltısı gözlerimi acıtıyor.

The glitter of the sun hurts my eyes.

Buna inanmak beni acıtıyor.

It pains me to believe that.

O sandalye sırtını acıtıyor mu?

Does that chair hurt your back?

Her bir sözün kalbimi acıtıyor.

Each of your words hurts my heart.

Yutkunduğum zaman boğazım gerçekten acıtıyor.

My throat really hurts when I swallow.

Gözlerimde şampuan var ve o acıtıyor.

I got shampoo in my eyes and it hurts.

Diğer çocuklar seni görmezden geldiğinde, acıtıyor.

It hurts when the other kids ignore you.

Acıtıyor olsa bile, beni becermeni istiyorum.

I want you to fuck me even if it hurts.

Ooo! Yukiko! O acıtıyor! Bana yumruklarınla vurmaktan vazgeç!

Ow! Yukiko! That hurts! Quit hitting me with your fists!

Acıtıyor canımı, ama sorun değil. Ben buna alışığım.

It hurts but that's ordinary. I am used to it.