Translation of "şeyiniz" in English

0.005 sec.

Examples of using "şeyiniz" in a sentence and their english translations:

Konuşacak çok şeyiniz vardır.

We have a lot to talk about.

Yapacak gözde şeyiniz nedir?

- What's your favorite thing to do?
- What kind of activities you enjoy the most?

Bildirecek bir şeyiniz var mı?

- Do you have anything to declare?
- Do you have something to declare?
- Have you anything to declare?

Alkolsüz bir şeyiniz var mı?

Do you have anything non-alcoholic?

İçecek bir şeyiniz var mı?

Do you have any drinks?

İçecek sıcak bir şeyiniz var mı?

Do you have anything hot to drink?

Komşularınızla yapacak çok şeyiniz var mı?

Do you have much to do with your neighbours?

Hakkında düşünecek çok şeyiniz olduğuna eminim.

- I'm sure you have a lot to think about.
- I'm sure that you have a lot to think about.

Diyecek özel bir şeyiniz var mı?

Do you have anything to say in particular?

Bana söyleyecek hiçbir şeyiniz yok mu?

Have you nothing to say to me?

Mide ağrısı için bir şeyiniz var mı?

Do you have anything for a stomach ache?

Daha iyi herhangi bir şeyiniz var mı?

Do you have anything better?

Senin ve Tom'un ortak çok şeyiniz var.

You and Tom have a lot in common.

Bana başka söyleyecek bir şeyiniz var mı?

Do you have anything else to say to me?

Yapacak bir şeyiniz yoksa, odanızın tavanına bakın.

If you don't have anything to do, look at the ceiling of your room.

- Endişelenecek bir şeyin yok.
- Endişelenecek bir şeyiniz yok.

You don't have anything to worry about.

Söyleyecek bir şeyiniz olmadığında susmak utanç verici değil.

It's not shameful to be silent when you have nothing to say.

- Neden söyleyecek bir şeyin yok?
- Neden söyleyecek bir şeyiniz yok?

- Why doesn't he have anything to say?
- Why doesn't she have anything to say?
- Why don't you have anything to say?

- Artık korkacak bir şeyin yok.
- Artık korkacak bir şeyiniz yok.

You have nothing to fear anymore.

Bir eşarp için 40 Euro mu? Daha ucuz bir şeyiniz yok mu?

40 Euros for a scarf? Don't you have anything cheaper?

- Daha ucuz bir şeyiniz var mı?
- Sizde daha ucuz bir şey var mı?

Do you have anything cheaper?

- Bundan daha küçük bir şeyin yok mu?
- Bundan daha küçük bir şeyiniz yok mu?

Don't you have anything smaller than this?

- Siz arkadaşlar daha sonra bir şey yapmayacaksanız, niçin bir fincan kahve için uğramıyorsunuz?
- Daha sonra yapacak bir şeyiniz yoksa neden bir fincan kahve içmeye gelmiyorsunuz?

If you guys aren't doing anything later, why don't you come over for a cup of coffee?

İyi bir kafa ve iyi bir kalp her zaman müthiş bir kombinasyondur. Fakat buna bir okuryazar dil ya da kalem eklediğinizde, o zaman çok özel bir şeyiniz vardır.

A good head and a good heart are always a formidable combination. But when you add to that a literate tongue or pen, then you have something very special.