Translation of "İngiltere'deki" in English

0.009 sec.

Examples of using "İngiltere'deki" in a sentence and their english translations:

İngiltere'deki ayaklanma dehşet verici.

The rebellion in England is frightening.

Bu kitap İngiltere'deki yaşam hakkında.

This book is about life in England.

Bradford tartışmasız İngiltere'deki en çirkin şehirdir.

Bradford is arguably the ugliest town in Britain.

Bu kitap İngiltere'deki yaşamı ele alır.

This book deals with life in the United Kingdom.

İngiltere'deki okul yaşamı hakkında duymak ilginçti.

It was interesting to hear about school life in Britain.

İngiltere'deki insanların yüzde yetmişi, ikinci bir dil konuşamazlar.

Seventy percent of people in the UK cannot speak a second language.

İngiltere'deki birçok kişi monarşinin kamusal sübvansiyonlarının kaldırıldığını görmek istiyor.

Many people in England would like to see the public subsidy of the monarchy abolished.

Ama bizim İngiltere'deki yardım hattımıza gelirseniz, siz de gülüşmeler duyarsınız.

But if you came to our helpline in the UK, you would also hear laughter.

Severn Nehri sadece 354 km'dir, ancak İngiltere'deki en uzun nehirdir.

The River Severn is only 354 km, but it is the longest river in England.

Ve İngiltere'deki pek çok küçük kasaba gibi, onun oldukça uzun bir geçmişi vardır.

And like many small towns in England, it has quite a long history.

Son on beş ya da yirmi yıl içinde, İngiltere'deki aile hayatında büyük değişiklikler olmuştur.

In the last fifteen or twenty years, there have been great changes in family life in Britain.

Norveç'te yaşanan katliam ve son günlerde İngiltere'deki ayaklanma ve yağma, dünyanın içine sürüklendiği durum itibarı ile dehşet vericidir.

The massacre in Norway and the recent rebellion and the booty in England, are dreadful in consideration of the circumstances that the world drifted into.