Translation of "ölüyor" in English

0.006 sec.

Examples of using "ölüyor" in a sentence and their english translations:

Köpek ölüyor.

The dog is dying.

Tom ölüyor.

- Tom is dying.
- Tom's dying.

İnsanlar ölüyor.

People are dying.

Tory ölüyor.

Tory dies.

Çocuklar ölüyor.

Children are dying.

Kim ölüyor?

Who's dying?

Ölüyor muyum?

Am I dying?

Ölüyor musun?

Are you dying?

Mary ölüyor.

Mary is dying.

Bitkilerim ölüyor!

My plants are dying.

Kasaba ölüyor.

The town is dying.

Karım ölüyor.

My wife is dying.

Çim ölüyor.

The grass is dying.

Plastik yüzünden ölüyor.

are dying just from encountering plastic.

Adam açlıktan ölüyor.

The man is starving.

Açlıktan ölüyor olmalısın.

You must be starving.

İnsanlar hep ölüyor.

People are always dying.

Sanırım Tom ölüyor.

- I think Tom is dying.
- I think that Tom is dying.

Tom boğularak ölüyor.

Tom is choking to death.

Tom açlıktan ölüyor.

Tom is starving to death.

Sığırlar açlıktan ölüyor.

The cattle are starving.

Onların hepsi ölüyor.

They're all dying.

Tom ölüyor mu?

Is Tom dying?

Mary hastanede ölüyor.

Mary is dying in the hospital.

Bu çiçekler ölüyor.

These flowers are dying.

O, üzüntüden ölüyor.

She is dying of grief.

Kutup ayıları ölüyor.

The polar bears are dying.

Başka herkes ölüyor.

Everyone else is dying.

Tom'un annesi ölüyor.

Tom's mother is dying.

Tom muhtemelen ölüyor.

Tom is probably dying.

Tom ölüyor olabilir.

Tom might be dying.

Akciğer kanserinden ölüyor.

He's dying of lung cancer.

Ölüyor olduklarını biliyorlardı.

They knew that they were dying.

Tom ölüyor, değil mi?

Tom is dying, isn't he?

Koyun damla hastalığından ölüyor.

The sheep is dying of gid.

Tom kanserden mi ölüyor?

Is Tom dying of cancer?

Söylediğim gibi, Tom ölüyor.

As I told you, Tom is dying.

İnsanlar hâlâ açlıktan ölüyor.

People are still starving.

Tom kendi yatağında ölüyor.

Tom is dying in his bed.

Anneannen gerçekten ölüyor mu?

Is your grandmother really dying?

Tom ölüyor olduğunu sandı.

- Tom thought he was dying.
- Tom thought that he was dying.

Sıkıntıdan ölüyor gibi görünüyorsun.

You look bored to death.

Tom ve Mary ölüyor.

Tom and Mary are dying.

- Tom ölüyor.
- Tom ölecek.

- Tom is going to die.
- Tom's going to die.

Mühim olan insanların ölüyor olması

The important people are dying

O Seiko'yu görmek için ölüyor.

He's dying to see Seiko.

Dünyada birçok insan açlıktan ölüyor.

A lot of people are starving in the world.

Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.

Many children die of starvation in Africa.

Sami, Leyla'nın ölüyor olduğuna inanıyordu.

Sami believed Layla was dying.

Tom ve Mary açlıktan ölüyor.

Tom and Mary are starving.

Ülkede çok sayıda insan açlıktan ölüyor.

So many people are starving to death in the country.

Her yıl milyonlarca insan açlıktan ölüyor.

Millions of people starve to death every year.

- Tom çok endişeli.
- Tom meraktan ölüyor.

Tom has been worried sick.

Birçok yerel lehçeler ölüyor gibi görünüyor.

Many local dialects seem to be dying out.

Hem Tom hem de Mary ölüyor.

Both Tom and Mary are dying.

Ne Tom ne de Mary ölüyor.

Neither Tom nor Mary is dying.

Enerjileri tükendikten sonra ise karıncaların hepsi ölüyor

ants all die after their energies run out

Onların hepsi ya öldü ya da ölüyor.

They're all either dead or dying.

Mary çok hasta ve korkarim ki o ölüyor.

Mary is very ill and I'm afraid she is dying.

Ülken için ölüyor olduğunu düşünürsün; sanayiciler için ölürsün.

You think you are dying for your country; you die for the industrialists.

Bu alanda yaşayan insanlar su yokluğu nedeniyle ölüyor.

People living in this area are dying because of the lack of water.

Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.

In rich countries, few people starve.

Her yıl bir sürü insan trafik kazalarında ölüyor.

Lots of old people are killed in traffic accidents every year.

Her yıl otomobil kazaları nedeniyle kaç tane insan ölüyor?

How many people die from automobile accidents each year?

5 yaşından önce ölen çocukların üçte biri yetersiz beslenmeden ölüyor.

One third of children who die before the age of 5 die from malnutrition.

Her geçen gün dünyanın her yerinde milyonlarca insan sokaklarda açlıktan ölüyor.

Day after day, all over the world, millions of people die of hunger in the streets.

Bir araştırmaya göre her yıl 53.000 Amerikalı pasif içicilik sonucu ölüyor.

A study reports that 53,000 Americans die each year as a result of secondhand smoke.

- Her gün kaç insan yaşamını yitiriyor?
- Her gün kaç kişi ölüyor?

How many people die every day?

Ve Thormod daha sonra kendi yarası hakkında bir şiir yazıyor ve tam olarak bitiremeden ölüyor

And Thormod then composes a poem about his own wound, and dies without quite finishing

Aslında engelliyor fakat kadın yine bu sefer aynı saatte farklı bir bölgede farklı bir şekilde yine ölüyor

Actually it is blocking, but this time the woman dies again in a different area at the same time this time.

Başka bir yerde boşa gien bol besin kaynakları varken yeryüzünde bir yerde her iki saniyede bir çocuk açlıktan ölüyor.

Every two seconds somewhere on Earth a child dies of starvation, while elsewhere there are abundant food resources going to waste.

- Bir gün içinde 360 000 bebek doğar ve 152 000 insan ölür.
- Her gün yaklaşık 360 000 çocuk doğuyor, buna karşın 152 000 insan ölüyor.

About 360 000 babies are born every day and about 152 000 people die every day.