Translation of "Açlıktan" in Spanish

0.020 sec.

Examples of using "Açlıktan" in a sentence and their spanish translations:

- Açlıktan ölüyorum!
- Ben açlıktan ölüyorum.

- ¡Me muero de hambre!
- ¡Me estoy muriendo de hambre!

- Açlıktan ölüyorum.
- Ben açlıktan ölüyorum.

- ¡Me muero de hambre!
- Me estoy muriendo de hambre.
- Muero de hambre !

Açlıktan ağlıyordu.

Él lloraba de hambre.

Açlıktan ölüyorum.

- ¡Me muero de hambre!
- Estoy muerto de hambre.

Açlıktan kırılıyorum.

Estoy hambriento.

Açlıktan ölüyoruz.

Nos morimos de hambre.

- Çalmaktansa açlıktan ölürüm.
- Hırsızlık yapacağıma açlıktan ölürüm.
- Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

Preferiría morir de hambre que robar.

Sığır açlıktan ölüyordu.

El ganado se murió de hambre.

Hayvan açlıktan öldü.

El animal murió de hambre.

Tom açlıktan ölüyordu.

- Tom murió por inanición.
- Tom se estaba muriendo de hambre.

Neredeyse açlıktan ölüyorlardı.

Casi se morían de hambre.

Ben açlıktan ölüyorum.

- ¡Me muero de hambre!
- ¡Tengo mucha hambre!
- ¡Estoy muerto de hambre!
- Tengo más hambre que Dios talento.
- Tengo más hambre que Carpanta.

Adam açlıktan ölüyor.

El hombre se está muriendo de hambre.

Tom açlıktan öldü.

Tom murió de hambre.

Onlar açlıktan ölecekler.

Se van a morir de hambre.

Açlıktan ölüyor olmalısın.

Debes de estar muerto de hambre.

- Kıtlıktan dolayı sığır açlıktan öldü.
- Sığır açlıktan dolayı öldü.
- Kıtlıktan dolayı sığırlar açlıktan öldü.

A causa de la hambruna, el ganado murió de hambre.

Binlerce insan açlıktan öldü.

Miles de personas murieron de hambre.

Yaşlı adam açlıktan ölüyordu.

El anciano se murió de hambre.

Çalmaktansa açlıktan ölmeyi yeğlerim.

- Prefiero morirme de hambre antes que robar.
- Prefiero pasar hambre a robar.

İşçilerin çoğu açlıktan öldüler.

Muchos de los obreros murieron de hambre.

Şimdi yiyelim. Açlıktan ölüyorum.

Vamos a comer ahora. Me estoy muriendo de hambre.

O yaşlı açlıktan öldü.

El anciano se murió de hambre.

Açlıktan ölse bile yardım istemezdi.

A él no le gustaba pedir ayuda aunque se estuviera muriendo de hambre.

Şehir açlıktan ölen askerlerle doluydu.

La ciudad estaba llena de soldados hambrientos.

Afrika'da çoğu çocuk açlıktan ölüyor.

Muchos niños mueren de hambre en África.

Çalmaktansa açlıktan ölmeyi tercih ederim.

Prefiero morirme de hambre antes que robar.

Senin hakkında bilmiyorum ama ben açlıktan ölüyorum.

No sé nada de vos, pero me muero de hambre.

Biz sakin duramayız ve insanların açlıktan ölmesini izleyemeyiz.

No podemos permanecer en silencio y ver a la gente morir de hambre.

Afrika'da açlıktan muzdarip olanların acil yardıma ihtiyaçları var.

Los que sufren de hambre en África necesitan una ayuda urgente.

Zengin ülkelerde, çok az sayıda insan açlıktan ölüyor.

En los países ricos, poca gente sufre de hambre.

Kurak bir yıldı, ve birçok hayvan açlıktan öldü.

Fue un año seco, y muchos animales murieron de hambre.

Dünyada her yıl kaç kişinin açlıktan öldüğünü biliyor musun?

¿Sabes cuantas personas en el mundo anualmente mueren de hambre?

Virüsten ölmeyen açlıktan ölecek bu gidişle. Bilinçli insanlar olarak evdeyiz.

Con este curso morirá de hambre, que no muere por el virus. Estamos en casa como personas conscientes.

Açlıktan ölüyorum! Acele et ve bana yiyecek bir şey ver.

¡Me muero de hambre! Daos prisa y dadme algo de comer.

Herkes virüsten ve ölümden bahsediyor. Hiç açlıktan ve kıtlıktan bahseden yok.

Todos hablan sobre el virus y la muerte. Nadie habla de hambre y hambruna.

İstediğimiz her şey ile tıka basa dolu olan bir depoda açlıktan ölen ilk milletiz.

Somos la primera nación que se muere de hambre en un almacén que está repleto de todo lo que queramos.

- Çok açım.
- Açlıktan ölüyorum.
- Ben çok açım.
- At gibi açım.
- Çok acıktım.
- Karnım çok aç.
- Çok acıkmışım.

- ¡Me muero de hambre!
- Me estoy muriendo de hambre.
- Tengo mucha hambre.
- Estoy muy hambriento.
- Tengo muchísima hambre.