Translation of "çıkartmak" in English

0.090 sec.

Examples of using "çıkartmak" in a sentence and their english translations:

Tom'u oradan çıkartmak zorundayız.

We've got to get Tom out of there.

Beni buradan çıkartmak zorundasın.

You've got to get me out of here.

Onu çıkartmak zorunda kaldım.

I had to get it removed.

Dövmemi çıkartmak zorunda kaldım.

I had to get my tattoo removed.

Layla'yı baştan çıkartmak çok zordu.

It was so difficult to seduce Layla.

Kıvılcım çıkartmak için ateş çeliği kullanacağım.

Use your fire steel to create a spark...

İçeriye girmeden önce ayakkabılarımızı çıkartmak zorundayız.

We will have to take off our shoes before going in.

Ben sadece adımı temize çıkartmak istiyorum.

I just want to clear my name.

Yapılabilecek en akıllıca şey parayı en kısa sürede dışarıya çıkartmak

smartest thing you could do was take the money out ASAP.

- Seni buradan çıkartmalıyım.
- Seni buradan çıkartmam gerekiyor.
- Seni buradan çıkartmak zorundayım.

I've got to get you out of here.

- Ağzımdaki baklayı çıkartmak zorunda kaldım.
- Eteğimdeki taşları dökmek zorunda kaldım.
- İçimi dökmem gerekiyordu.

I had to get that off my chest.