Translation of "Kızla" in Portuguese

0.006 sec.

Examples of using "Kızla" in a sentence and their portuguese translations:

- Amerikalı bir kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla tanıştım.
- Bir Amerikalı kızla karşılaştım.

Conheci uma garota norte-americana.

Bir kızla tanıştım.

Eu conheci uma garota.

O kızla tokalaştı.

Ele e a garota apertaram as mãos.

Daha önce bu kızla tanıştım.

Eu conheci essa garota antes.

Bu kızla tanışmak için sabırsızlanıyorum.

Mal posso esperar para conhecer essa menina.

O, Kanadalı bir kızla evlendi.

Ele se casou com uma canadense.

O kızla ne yapmayı amaçlıyorsun?

- O que você pretende fazer com aquela garota?
- O que vocês pretendem fazer com aquela garota?

Tom Kanadalı bir kızla evlendi.

Tom casou-se com uma moça canadense.

Kanadalı bir kızla hiç çıkmadım.

- Eu nunca saí com uma canadense.
- Nunca saí com uma canadense.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil namorou uma moça muçulmana do Egito.

O başka bir kızla konuştuğunda kıskanıyordu.

Ela tinha ciúmes de ele falar com outra garota.

Onun gibi bir kızla evlenmek istiyorum.

- Quero me casar com uma garota como ela.
- Eu quero me casar com uma moça como ela.

Tom başka bir kızla dans ediyor.

- Tom está dançando com outra moça.
- Tom está dançando com outra garota.

Erkek çocuğu bir kızla konuşurken suskundu.

O rapaz ficava muito sem jeito ao falar com uma garota.

Penceredeki kızla tanışmak ve konuşmak istedim.

Eu queria conhecer e falar com a garota da janela.

Ben hiç Kanadalı bir kızla çıkmadım.

- Eu nunca namorei uma canadense.
- Nunca namorei uma canadense.

Tom yaklaşık kendi yaşında bir kızla tanıştı.

Tom conheceu uma garota da mesma idade dele.

Geçen gün parkta karşılaştığım kızla tekrar karşılaştım.

Voltei a encontrar a garota que encontrara no parque outro dia.

Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmaya başladı.

Fadil começou a namorar uma moça muçulmana do Egito.

- Tom dün gece Mary adında bir kızla tanıştı.
- Tom dün gece Mary adlı bir kızla tanıştı.

- O Tom conheceu uma garota chamada Mary noite passada.
- O Tom conheceu uma garota chamada Mary na noite passada.

Video oyunu oynamayı seven bir kızla evlenmek istiyorum.

Gostaria de me casar com uma garota que gosta de jogar video games.

Güzel bir kızla evlenmek için iyi şansı vardı.

Ele teve a boa sorte de se casar com uma moça bonita.

Dün Tom'u bir restoranda gördüm. O bir kızla konuşuyordu.

- Eu vi Tom ontem em um restaurante. Ele tava conversando com uma garota.
- Eu vi o Tom ontem em um restaurante, conversando com uma garota.

Tom adı "s" ile biten bir kızla hiç çıkmadı.

Tom nunca namorou uma garota cujo nome terminasse com "s".

- Daha önce o kızla karşılaştım.
- O kızı daha önce gördüm.

Já encontrei aquela menina antes.