Translation of "Mısırlı" in English

0.042 sec.

Examples of using "Mısırlı" in a sentence and their english translations:

Mısırlı görünüyor.

It looks Egyptian.

Sanırım o Mısırlı.

I think that he is from Egypt.

Sami Mısırlı değil.

Sami isn't Egyptian.

Mısırlı bir komşum var.

I have an Egyptian neighbor.

Mısırlı insanlar Arapça konuşur.

The person from Egypt speaks Arabic.

Kıptiler Mısırlı yerli Hıristiyanlardır.

The Copts are the native Christians of Egypt.

Bu bir Mısırlı ismi.

It's an Egyptian name.

Sami, Mısırlı bir fotoğrafçıydı.

Sami was an Egyptian photographer.

Bekir ailesi aslen Mısırlı.

The Bakirs originally came from Egypt.

Leyla güzel bir Mısırlı göçmendi.

Layla was a beautiful Egyptian immigrant.

Sami Mısırlı bir imamla tanıştı.

- Sami met an imam from Egypt.
- Sami met an imam and he's from Egypt.

Sami Mısırlı bir kızla çıkıyordu.

Sami was dating an Egyptian girl.

Sami zengin bir Mısırlı playboydu.

Sami was a rich Egyptian playboy.

Sami, Mısırlı bir uyuşturucu satıcısıdır.

Sami is a drug dealer from Egypt.

- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla çıkıyordu.
- Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadınla flört ediyordu.

Fadil was dating a Muslim woman from Egypt.

- Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla flört etti.
- Fazıl Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmıştı.

Fadil dated a Muslim girl from Egypt.

Leyla zengin bir Mısırlı girişimcinin kızıdır.

Layla is the daughter of a rich Egyptian entrepreneur.

Sami, Mısırlı bir kadınla evlenmek istedi.

Sami wanted to marry an Egyptian woman.

- Tom eski Mısırlı bir katip olarak giyinmiş.
- Tom eski Mısırlı bir yazman olarak giyinmiş.

Tom dressed as an ancient Egyptian scribe.

Fadıl, Mısırlı Müslüman bir kızla çıkmaya başladı.

Fadil started dating a Muslim girl from Egypt.

Sami bu Mısırlı kızla sohbet etmeye başladı.

Sami started to chat with this girl from Egypt.

Mary eski Mısırlı bir rahibe gibi giyindi.

Mary dressed as an ancient Egyptian priestess.

Mary eski Mısırlı bir prenses gibi giyindi.

Mary dressed as an ancient Egyptian princess.

Tom eski Mısırlı bir köle gibi giyinmişti.

Tom dressed as an ancient Egyptian slave.

Sami, Mısırlı 26 yaşındaki bir güzelle karşılaştı.

Sami came across a beautiful 26-year-old from Egypt.

Mısırlı çocuk neden şaşırdı? Babası gerçekten bir mumyaydı.

Why was the Egyptian boy confused? His daddy was really a mummy.

Fadıl, Mısırlı bir Müslüman kadına derinden aşık oldu.

Fadil fell deeply in love with a Muslim woman from Egypt.

Leyla, Sami adında Mısırlı bir göçmen arkadaşla çıkmaya başladı.

Layla started dating a fellow Egyptian immigrant called Sami.

, ancak medya haberi tecrübe evliliği adı altında ele aldı ve Mısırlı avukat, fikrini

news under the name of experience marriage, and the Egyptian lawyer said that he derived his idea

Bir İngiliz, İskoç, İrlandalı, Galli, Gurka, Leton, Türk, Avustralyalı, Alman, Amerikalı, Mısırlı, Japon, Meksikalı, İspanyol, Rus, Leh, Litvan, Ürdünlü, Yeni Zelandalı, İsveçli, Fin, İsrailli, Rumen, Bulgar, Sırp, İsviçreli, Yunan, Singapurlu, İtalyan, Norveçli, Arjantinli, Libyalı ve Güney Afrikalı bir gece kulübüne gitmişler. Kulüp fedaisi de “Üzgünüm, bir Taylandlı olmadan içeri girmenize izin veremem.” demiş.

An Englishman, a Scotsman, an Irishman, a Welshman, a Gurkha, a Latvian, a Turk, an Aussie, a German, an American, an Egyptian, a Japanese, a Mexican, a Spaniard, a Russian, a Pole, a Lithuanian, a Jordanian, a Kiwi, a Swede, a Finn, an Israeli, a Romanian, a Bulgarian, a Serb, a Swiss, a Greek, a Singaporean, an Italian, a Norwegian, an Argentinian, a Libyan and a South African went to a night club. The bouncer said: "Sorry, I can't let you in without a Thai."