Translation of "çığır" in English

çığır açan sistemler geliştiriyoruz.

that will help for the development of better human clinical trials.

Tom'un yaptığı her şey çığır açandı.

Everything Tom did was groundbreaking.

çığır açacak keşiflerin ilk adımını ortak noktada buluşturuyor.

the spark for so many breakthrough discoveries about life on our planet.

Berlin Duvarı'nın yıkılışı gerçekten çığır açan bir olaydı.

The fall of the Berlin Wall was really an epochal event.