Translation of "çözülmemiş" in English

0.003 sec.

Examples of using "çözülmemiş" in a sentence and their english translations:

Gizem çözülmemiş kalıyor.

The mystery remains unsolved.

Sorunları çözülmemiş olarak bırakmamalısın.

You mustn't leave your problems unsolved.

Tom'un cinayeti çözülmemiş kaldı.

Tom's murder has remained unsolved.

Fadıl'ın ölümü çözülmemiş kaldı.

Fadil's death remained unsolved.

Sorun hâlâ çözülmemiş olarak duruyor.

The problem still remains to be solved.

- Sorun çözümsüz kalır.
- Sorun çözülmemiş kalır.

The problem remains unsolved.

Çözülmemiş bir rüya, okunmamış bir mektuptur.

An undeciphered dream is an unread letter.

Radyoaktif atık sorunu çözülmemiş olarak duruyor.

The problem of radioactive waste remains unresolved.

Sami çözülmemiş bir suç üzerinde çalışıyordu.

Sami was working on an unsolved crime.

Leyla'nın cinayeti çözülmemiş olarak kalmaya devam ediyor.

Layla's murder remains unsolved.

- Sami'nin cinayeti çözülmemiş kaldı.
- Sami'nin cinayeti faili meçhul kaldı.

Sami's murder has gone unsolved.

Onun yer verdiği tartışmaya rağmen, sorun hâlâ çözülmemiş kalmaya devam ediyor.

In spite of the controversy it aroused, the question still remains open.

Tam otomatik hikaye üretimi bilgisayar bilim adamları için çözülmemiş bir sorun kalmaya devam etmektedir.

Fully automatic story generation remains an unsolved problem for computer scientists.