Translation of "Çirkin" in English

0.010 sec.

Examples of using "Çirkin" in a sentence and their english translations:

- Bu çirkin.
- O çirkin.

- That's ugly.
- That is ugly.

- Çirkin değilsin.
- Çirkin değilsiniz.

You aren't ugly.

Kız çirkin.

The girl is ugly.

Tom çirkin.

- Tom's ugly.
- Tom is ugly.

Onlar çirkin.

They're ugly.

Bu çirkin.

This is ugly.

Oldukça çirkin.

It's pretty ugly.

O çirkin.

He's ugly.

"Sen çirkinsin." "Annen çirkin." "Annenin yüzü çirkin. "

"You're ugly." "Your mom is ugly." "Your mom's face is ugly."

Sen çirkin değilsin.

You're not ugly.

O bir çirkin.

She's a minger.

Ne çirkin saç.

What ugly hair.

Ben çirkin değilim.

I'm not ugly.

Saçım çok çirkin.

My hair is very ugly.

Tom oldukça çirkin.

- Tom is quite ugly.
- Tom is pretty ugly.

Tom çok çirkin.

Tom is very ugly.

O çirkin değildir.

- She is not ugly.
- She's not ugly.
- She isn't ugly.

Sen çirkin görünüyorsun.

You look ugly.

Bu çirkin olacak.

This is going to get ugly.

Tom çirkin değildir.

Tom isn't ugly.

O çok çirkin.

It's unusually ugly.

Kendimi çirkin hissediyorum.

I feel ugly.

Onlar gerçekten çirkin.

They're really ugly.

O çirkin değil.

- It's not ugly.
- It isn't ugly.

Bu çok çirkin.

It's too ugly.

Çirkin sonuçlar olacak.

There will be ugly consequences.

Bu heykel çirkin.

This statue is ugly.

Bu yer çirkin.

This place is ugly.

Bu şehir çirkin.

This city is ugly.

- O, çirkin yüzünü sakladı.
- O, çirkin yüzünü gizledi.

He hid his ugly face.

- Bu son derece çirkin.
- Bu aşırı derecede çirkin.

It's extremely ugly.

- Benim çirkin olduğumu düşünüyor musunuz?
- Sizce ben çirkin miyim?

Do you think I'm ugly?

''ÇİRKİN'' ROLÜNDE ROCCO SIFFREDI.

ROCCO SIFFREDI IS “THE UGLY”

''ÇİRKİN'' ROLÜNDE SILVIO BERLUSCONİ

SILVIO BERLUSCONI IS “THE UGLY”

Karısı bana çirkin görünmüyor.

His wife doesn't seem ugly to me.

Ne çirkin bir kedi.

What an ugly cat.

O köpek gerçekten çirkin.

That dog is really ugly.

Tom çirkin, değil mi?

Tom is ugly, isn't he?

Ne çirkin bir elbise.

What an ugly dress!

Beni çirkin buluyor musun?

Do you find me unattractive?

- Durum çirkin.
- Durum tatsız.

The situation is ugly.

Çirkin olduğunu düşünüyor musun?

Do you think you're ugly?

Çirkin timsah gölette uyuyor.

The ugly crocodile is sleeping in the pond.

Mary çirkin olduğunu düşünüyor.

Mary thinks that she is ugly.

O salak ve çirkin.

She's stupid and ugly.

Ne çirkin bir kıyafet!

What an ugly outfit!

Siğiller çirkin ama zararsızdır.

Warts are ugly but harmless.

Tom'un çirkin olduğunu düşünüyorum.

I think Tom is ugly.

Sen çirkin insanları seviyorsun.

You like ugly people.

Bu çirkin bir kravattır.

That's an ugly tie.

O çirkin yüzünü sakladı.

She hid her ugly face.

Bu çirkin bir davranış.

This is outrageous conduct.

Tom çirkin olduğumu söyledi.

- Tom said I was ugly.
- Tom said that I was ugly.

Tom şişman ve çirkin.

Tom is fat and ugly.

Bu mektuplar çirkin görünüyor.

These letters look ugly.

Tom'un çirkin olduğunu biliyorum.

- I know Tom is ugly.
- I know that Tom is ugly.

O çirkin bir bayrak.

It's an ugly flag.

Gerçekten çirkin olduğumuzu düşünmeye başlarız.

we really start to think that we're ugly.

O gerçekten çirkin bir görüntü.

It's really an eyesore.

Tom'un çirkin bir yüzü var.

Tom has an ugly face.

Tom çirkin ama gerçekten kibardır.

Tom is ugly, but he's really nice.

Tom oldukça çirkin, değil mi?

Tom is pretty ugly, isn't he?

Tom bayağı çirkin, değil mi?

- Tom is pretty ugly, isn't he?
- Tom is quite ugly, isn't he?

O, çirkin yaşlı bir adamdır.

He's a dirty old man.

Bunlar gördüğüm en çirkin ayakkabılar.

Those are the ugliest shoes I've ever seen.

Tom'un çirkin olduğunu düşünüyor musun?

Do you think Tom is ugly?

Şu kızın yüzü inanılmaz çirkin.

That girl's face is incredibly ugly.

Onlar çirkin adayı işe almadılar.

They didn't hire the ugly candidate.

Onlar çirkin adayı işe aldılar.

They hired the ugly candidate.

Onun gerçekten çirkin olduğunu düşünüyorum.

I think it's really ugly.

O yaşlı, çirkin ve şişman.

She's old, ugly and fat.

Tom Mary'nin çirkin olduğunu düşünmedi.

Tom didn't think Mary was ugly.

Tom Mary'nin çirkin olduğunu düşünüyor.

- Tom thinks Mary is ugly.
- Tom thinks that Mary is ugly.

Her zamankinden daha çirkin görünüyorsun.

You look uglier than usual.

Gerçekten o kadar çirkin mi?

Is that really so outrageous?

Bahçeden aldığın çiçek çok çirkin.

The flower you picked from the garden is very ugly.

Güzel miyim yoksa çirkin mi?

Am I pretty or ugly?

Bebeğin çirkin olduğunu gerçekten söyleyebilirim.

I can truly say that baby is ugly.

Çoğu erkek beni çirkin buluyor.

Most men find me ugly.

Bu dil kulağa çirkin geliyor.

This language sounds ugly.

Bu çirkin bir yazı tipi.

This is an ugly font.

Leyla kendisinin çirkin olduğunu söyledi.

Layla said she was ugly.

Ben senin çirkin olduğunu sanmıyorum.

- I don't think you're ugly.
- I don't think that you're ugly.

Tom Mary'nin çirkin olduğunu söyledi.

Tom said that Mary was ugly.

Tom, Mary kadar çirkin değil.

Tom isn't as ugly as Mary.

Kendini çirkin göstermeye mi çalışıyorsun?

Are you trying to make yourself look ugly?

O gerçekten çirkin bir köpek.

That's a really ugly dog.

Muhabir: Peki, bana çirkin çocuğu göster.

Interviewer: Well, show me the ugly child.